1. ahır, ambar, samanlık.
    barnful: ambar dolusu.
    It's no use locking the barn door after the horse has escaped.
  2. bomboş büyük bina.
    I don't want to live in a great barn of a house like that.
  3. ambarlamak, ambara koymak, ahıra sokmak/kapatmak.
  4. Fizik barn, 10-24 cm2: nükleer yüzölçümü birimi.
araba konulan yer
mandıra
duvarsız ambar
(a) ambar dansı: çiftlik ambarlarında yapılan danslı toplantı, (b) halk müziği çalınıp oyun oynanan herhangi bir toplantı.
barnyard grass.
peçeli baykuş
(Tyto alba).
köylerde komşunun ambar yapmasına yardım için yemekli-içkili toplantı.
tarla kırlangıcı
(Hirundo rustica).
vaktinde tedbir almamak, tedbir almakta gecikmek, iş işten geçtikten sonra tedbir almaya kalkışmak.
  1. barn