Türkçe-Ingilizce Çeviri

  1. someplace
Türkçe-Ingilizce çeviriler: Zargan Ltd.

Türkçe-Ingilizce Ilgili Terimler

bir yerden bir yere
from one place to another Zarf
herhangi bir yere
anywhere
bir yere abone olmak
to be regular customer of a place Fiil
bir yere açılmak
to give onto something Fiil
bir yere ait olma duygusu
sense of belonging
bir yere ayrılmamak
to stay put Fiil
bir yere bağlı olmayan sanayi
footloose industry
bir yere bakmak
to look at sth Fiil
bir yere bakmak
to give onto something Fiil
bir yere boşuna gitmek
to go on a fool's errand Fiil
bir yere çabucak sokarak gizlemek
to pop away Fiil
bir yere dikilip durmak
to take a plant Fiil
bir yere doğru gitmek
to head for Fiil
bir yere doğru ilerlemek
to head for Fiil
bir yere doğru yola koyulmak
to head for Fiil
bir yere doğru yola koyulmak
to head towards Fiil
bir yere erişilmesini olanaksız kılmak
to be denied access to somewhere Fiil
bir yere fazla insan almak
to overcrowd Fiil
bir yere gelmek
to blow into something Fiil
bir yere giderken yol üzerinde belirli bir süre durma
minidestination area
bir yere giriş çıkışı yasaklamak
to seal off something Fiil
bir yere giriş izni almak
to gain admittance on sth Fiil
bir yere giriş izni almak
to gain admittance to sth Fiil
bir yere giriş izni almak
to get admittance to sth Fiil
bir yere giriş serbest olmak
to be made free of sth Fiil
bir yere girişi serbest olmak
to be made free of sth Fiil
bir yere girişi yasaklamak
to seal off something Fiil
bir yere gizlice girmek
to break into something Fiil
bir yere hırsızlık amacıyla girmek
to break into something Fiil
bir yere ısındırmak
to domesticate Fiil
bir yere kaldırma
mothballs
bir yere kapatılmış
pent up
bir yere kaydolmak
to register at something Fiil
bir yere kayıt yaptırmak
to register at something Fiil
bir yere kısa ziyarette bulunmak
to call on a place Fiil
bir yere özel nitelikler
local colour
bir yere para tahsis etmek
to appropriate funds Fiil
bir yere saplanıp kalmak
to be mire d in Fiil
bir yere sırf boy göstermek için gitmek
to attend for the sake of appearances Fiil
bir yere takılıp kalmak
to be held up Fiil
bir yere taşınmak
to move in Fiil
bir yere uğramadan direkt yolculuk
nonstop journey
bir yere uğramak
to pop round Fiil
bir yere uğramak
to call in at something Fiil
bir yere ulaşmak
to blow into something Fiil
bir yere uzanmak
to reach out to Fiil
bir yere ücretsiz girme
to have free admission to sth
bir yere varmak
to blow into something Fiil
bir yere yasal olmayan giriş yapmak
to bust Fiil
bir yere yatırılmış para
tied-up money
bir yere yerleşmek
to install oneself in a place Fiil
bir yere yerleştirmek
to install Fiil
bir yere yerleştirmek
to locate Fiil
bir yere yığılmak
to fall into something Fiil
bir yere yönelmek
to head for Fiil
bir yere yönelmek
to head towards Fiil
bir yere zorla girmek
to force one's entry Fiil
bir yere zorla girmek
to break into something Fiil
bir yere zorla girmek
to force one's way into Fiil
(kaçmak niyetiyle) bir yere doğru ilerlemek
to make for Fiil
(mabed , türbe , vb) kutsal bir yere koymak
to enshrine Fiil
(sanayi) başka bir yere taşımak
to translocate Fiil
(yol) bir yere çıkmak
to give access Fiil
arabayı park edilecek bir yere çekmek
to pull off a car Fiil
arabayı yoldan park edilecek bir yere çekmek
to pull off a car Fiil
aradaki bir yere yakışmak
to go between Fiil
ayrı bir yere koymak
to seclude Fiil
başka bir yere geçmek
to move to another seat Fiil
başka bir yere göndermek
to send away Fiil
başka bir yere taşınmak
to move away Fiil
başka bir yere tayinini istemek
to ask to be moved Fiil
belirli bir yere bağlılık
localism
belirli bir yere dikkatle bakmak
to sight Fiil
belirli bir yere kadar
in a way
belli bir yere bağlı olmayan sanayi I
foot-loose industry
belli bir yere bağlı olmayan sanayii
foot-loose industry
bir belgenin bir yere sunulması
putting forward of a document
bir evrakı yanlış bir yere koyup sonra bulamamak
to mislay a document Fiil
bir gemiyi başka bir yere götürmek
to remove a ship Fiil
bir hayvanı bir yere ücretli olarak yerleştirmek
to board out something Fiil
bir iş için bir yere gitmek
to go (run)(on) errands Fiil
bir iş için bir yere gitmekte olmak
to be on an errand Fiil
bir memuru başka bir yere tayin etmek
to move an employee employe Fiil
bir memuru başka bir yere tayin etmek
to move an official Fiil
bir memuru geçici olarak başka bir yere tayin etmek
to second an official Fiil
bir mesaj veya iş için bir yere gönderilme
errand
bir yerden bir yere dolaşarak ufak tefek şeyler satmak
to peddle Fiil
bir yerden bir yere gemi ile gitmek
to navigate Fiil
bir yerden bir yere gitmek
to get from A to B Fiil
bir yerden bir yere götürme
transport
bir yerden bir yere oynatmak
to move from place to place Fiil
bir yerden bir yere taşımak
to transport Fiil
bir yerden bir yere yapılan seyahat
trip
bir yerden çıkarıp başka bir yere dikmek
to transplant Fiil
birini araba ile bir yere götürmek
to give someone a lift Fiil
birini bir yere atamak
to assign someone to something Fiil
birini bir yere çırak vermek
to bind someone out as apprentice Fiil
birini bir yere getirmek
to name someone as something Fiil
birini bir yere göndermek
to send someone to something Fiil
birini bir yere götürmek
to take someone to something Fiil
birini bir yere götürüp getirmek
to shuttle sb Fiil
birini bir yere hapsetmek
to commit someone to something Fiil
birini bir yere kapatmak
to confine someone somewhere Fiil
birini bir yere kapatmak
to commit someone to something Fiil
birini bir yere misafir etmek
to place someone out Fiil
birini bir yere sevk etmek
to refer someone to something Fiil
birini bir yere sokmamak
to deny someone access Fiil
birini bir yere tayin etmek
to assign someone to something Fiil
birini bir yere terfi ettirmek
to promote someone to something Fiil
birini bir yere yatırmak
to commit someone to something Fiil
birini bir yere yerleştirmek
to jockey someone into an office Fiil
birini bir yere yönlendirmek
to refer someone to something Fiil
birini bir yere yükseltmek
to promote someone to something Fiil
birini görevli olarak başka bir yere göndermek
to draft in someone Fiil
birini görevli olarak başka bir yere göndermek
to draft someone into something Fiil
birini ya da bir şeyi almak için bir yere gitmek
to go for Fiil
birini zorla bir yere götürmek
to march someone into something Fiil
birini zorla bir yere sokmak
to march someone into something Fiil
birini zorla bir yere sürüklemek
to march someone into something Fiil
birşeyi bir yerden başka bir yere taşımak
to change around something Fiil
birşeyi bir yere getirmek
to introduce something into something Fiil
birşeyi bir yere getirmek
to introduce something to something Fiil
birşeyi bir yere ilk kez sokmak
to introduce something into something Fiil
birşeyi bir yere ilk kez sokmak
to introduce something to something Fiil
çağrılmadan bir yere gelmek
to obtrude Fiil
daha iyi bir yere geçmek
to move on to higher things Fiil
daha iyi bir yere gelmek
to move up in the world Fiil
daha iyi bir yere gelmek
to better yourself Fiil
durmadan bir yere gitmek
to navigate Fiil, Havacılık
düşmandan kaçmak için bir yere gitmek
to take to Fiil
fabrikayı başka bir yere taşımak
to move the plant to another locality Fiil
görünür bir yere koymak
to post in a conspiuous place Fiil
gürültüyle veya hızla bir yere dolmak
to bounce Fiil
güvenilir bir yere koymak
to put in a safe place Fiil
hatırlanamayacak bir yere konmuş
mislaid
hayatta bir yere gelmek
to make something of yourself Fiil
hedefi bilinmeyen bir yere doğru giden tren
mystery train
ilgisini bir yere yöneltmek
to channel one's interest Fiil
istenilmediği bir yere giren kimse
cuckoo in the nest
istenilmediği bir yere izinsiz ve davetsiz girmek
to intrude Fiil
istenilmeyen bir yere izinsiz ve davetsiz girmek
to intrude Fiil
iş için münhal bir yere başvurmak
to apply for a post Fiil
iyi bir yere sahip olmak
to be well placed Fiil
izinsiz olarak bir yere yerleşmek
to squat Fiil
kafası bir yere takılmış
fixated
kalıcı ev olarak bir yere yerleştirilmiş büyük karavan
park home
kendini bir yere atmak
to fall into something Fiil
kütüphanede bir kitabı yerinden başka bir yere koymak
to displace a book in the library Fiil
lafı bir yere getirmeye çalışmak
to angle for something Fiil
memuru başka bir yere tayin etmek
to move an employee Fiil
münhal bir yere başvurmak
to apply for a vacant position Fiil
müstahkem bir yere saldırı
storm
önemli bir yere gelmek
to rise to prominence Fiil
paranın bir yerden bir yere taşınması
currency shipment
park edilmesi güç bir yere arabasını park etmek
to manoeuvre manoeuver one's car into a difficult parking space Fiil
park etme yasağı olan bir yere park etme yüzünden ceza kesmek
to pass a fine for illegal parking Fiil
polise bir yere geldiğini bildirmek
to notify the police of one's arrival Fiil
rahat etmek için bir yere sokulmak
to snuggle Fiil
savaşı belli bir yere sınırlamak
to quarantine a war Fiil
şirketin başka bir yere taşınması planını yapmak
to map corporate move Fiil
toplumda bir yere sahipolmak
to get a footing in society Fiil
vasıta ile ücretsiz bir yere gitme
free ride
yasak bir yere birlikte girme
joint trespass
yeni bir yere atanmak
to get a shift Fiil
yeni bir yere yerleşen göçmen
settler
yeni bir yere yerleşmek
to settle down in a new place Fiil
yürüyerek bir yere gitmek
to march in Fiil
(otomatik cihaz) bir telgrafı alıp başka yere aktarmak
to translate a telegram Fiil
ağır bir darbe vurarak birini yere düşürmek
to strike down someone Fiil
ağır bir yükü yere bırakıvermek
to flop down a heavy bag Fiil
aniden sebepsiz yere değer kaybeden bir hisse senedi
turkey
bir belgeyi yanlış yere koymak
to mislay a document Fiil
bir dosyayı yanlış yere koymak
to misplace a file Fiil
bir düşman uçağını yere indirmek
to bring down a hostile aircraft Fiil
bir gemiyi istenilen yere bağlamak
to berth Fiil
bir hakkı birine haksız yere vermek
to arrogate a right to sb Fiil
bir haritayı yere sermek
to spread a map on the floor Fiil
bir rakibi yere sermek
to make up on a competitor Fiil
bir şeyden boş yere gururlanmak
to take an empty pride in sth Fiil
bir şeyi birinin ulaşamayacağı yere koymak
to put something out of someone's reach Fiil
bir tanığı yalan yere yemine teşvik etmek
to suborn a witness Fiil
bir uçağı sağ salim yere indirmek
to land an airliner safely Fiil
bir uçağı zorla yere indirmek
to force down something Fiil
bir valizi yere indirmek
to plump down a suitcase Fiil
bir yarışın başında kurnazlıkla iyi yere geçmeye çalışmak
to jockey for position in a race Fiil
bir yumrukta yere sermek
to knock out Fiil
haksız yere alınan ya da alıkonan bir menkulün iadesi davası
action of detinue İsim
yeni bir kitabı haksız yere tenkit etmek
to contain unfair censures of a new book Fiil
yere indikten sonra uçağın bir süre gitmesi
roll
yere koşut bir şekilde
horizontally Zarf
Türkçe-Ingilizce terim çevirileri: Zargan Ltd.