1. İsim önleyen, yokeden, … ile savaşan/mücadele eden.
    crime busters: cinayetleri önleyenler, katillerle
    mücadele edenler.
    Our crime busters will catch those criminals.
  2. İsim (a) azman, heybetli, çok iri/büyük şey, (b) tahripkâr, (son derece) yıkıcı/kırıcı.
  3. İsim gürültülü cümbüş/içki âlemi yapan.
  4. İsim eğlence, cümbüş, içki âlemi.
  5. İsim (a)
    b.h. arkadaş, hemşeri(m). (Cansıkıcı, öfkelendirici bir şey yapan kimseye hitapta kullanılır).

    Look, Buster, you're standing on my hat: Bana bak, hemşerim, şapkama basıyorsun. (b) gürbüz/iri çocuk.
  6. İsim
    burster, southerly buster, southerly burster ile ayni anlama gelir. Avustralyada şiddetli ve soğuk güney rüzgârı.
  7. İsim yabanî atları terbiye eden kimse.
kasa açıcısı
kasa açan hırsız
buster (6).
anti tank silahı
(US) kartel bürosu memuru
beyaz yakalık, genç kızların okul yakalığı. İsim
buster ile ayni anlama gelir. Avustralyada şiddetli ve soğuk güney rüzgârı.