1. çatırda(t)mak, takırda(t)mak, çıtırda(t)mak, tıkırda(t)mak, patırda(t)mak, çat çat vurmak.
    The teacher
    told the children to stop clacking their pencils.
  2. çok çabuk konuşmak, hızlı ve kesik kesik konuşmak.
  3. gevezelik etmek, çene çalmak.
  4. gıdaklamak.
  5. takırtı, tıkırtı, çatırtı, çıtırtı, patırtı.
    The clack of a typewriter.
  6. gevezelik, çene çalma, boşboğazlık.
emme subabı
gaz kelebeği
kapaklı sürgü, kapaklı/klapeli/menteşeli valf.