1. Geçişsiz Fiil çakışmak, zaman/yer bakımından üstüste gelmek, raslaşmak, tesadüf etmek, aynı anda meydana gelmek.
    The
    centers of concentric circles coincide. Our vacations coincideed this year.
  2. Geçişsiz Fiil uymak, (fikir, düşünce, inanış, görüş, mütalea vb.) bir olmak, mutabık olmak.
    Their views coincide.
    My religious beliefs and yours don't coincide.
  3. Geçişsiz Fiil (karakter, tabiat, görev vb. bakımından) birbirine uymak/intibak etmek.
    His vocation coincides with
    his avocation: Mesleği istidadına uygundur.
tetabuk etmek Fiil
rastlamak Fiil
tesadüf etmek Fiil
rast gelmek Fiil