1. testi, saksı, çanak, çömlek, toprak tencere/kap.
  2. tencere, kazan.
  3. yaşlı koyun.
  4. yaşlı at, lâgar at.
  5. yaşlı/âciz/beceriksiz/çirkin kimse, amelimanda adam.
  6. hastalık hastası, temarüz eden kimse, bedenî bir rahatsızlığı olmadığı halde hasta olduğunu iddia eden kimse.
  7. is, kurum.
  8. (düzgün boyanmamış kumaşta) boya lekesi.
  9. (kumaş ve deride ovuşturulunca çıkan) boya.
  10. islen(dir)mek, is/kurum bağlamak, lekelemek, leke sürmek.
  11. (kumaş) renk vermek, sürtülünce rengini geçirmek.
    a suede that will not crock.
  12. hasta/zayıf düşmek.
  13. bozulmak, arıza yapmak.
eski taşıt aracı
âciz kimse
çökmek, ihtiyarlamak.
to be crocked: sakatlanmak.