1. Fiil şiddetle vurmak/çarp(tır)mak, vurup/çarpıp parçala(n)mak.
    The waves dashed the boat against the rocks.
    The waves dashed against the rocks.
    to dash one's head against something: başını bir şeye /bir yere vurmak.
  2. Fiil (ânide/şiddetle) at(ıl)mak, fırla(t)mak.
    to dash at someone/at something: bir kimsenin/şeyin üzerine atılmak/saldırmak.
  3. Fiil (su/çamur vb.) sıçratmak.
    to dash water over something: bir şeyin üzerine su sıçratmak/püskürtmek.
  4. Fiil (başka madde) katmak, karıştırmak, tağşiş etmek, bozmak.
    to dash wine with water.
  5. Fiil (ümidini) kırmak/boşa çıkarmak, hayal kırıklığına uğratmak, planlarını/tasavvurlarını bozmak/akamete
    uğratmak.
    The angry letter dashed my hopes that we could remain friends.
    All my hopes were dashed to ground: Bütün ümitlerim kırıldı/suya düştü.
  6. Fiil neşesini/keyfini kaçırmak, umutsuzluğa/yeise düşürmek.
    to dash someone's hopes/spirits: (birinin)
    umutlarını/cesaretini kırmak.
  7. Fiil şaşırtmak, bozmak, utandırmak.
  8. Fiil çabucak yapıvermek, alelacele yapıp bitirmek,
    argo şişirmek.
    to dash off a letter.
  9. Fiil seğirtmek, fırlamak, sıçramak, atılmak, (hızla kısa bir mesafe) koşmak, koşuşmak.
    to dash down the
    street. I must dash (off) to catch a train.
    They've been dashing about all day: Bütün gün koşuşup durdular.
  10. İsim (su vb.) sıçratma, serpme.
  11. İsim şıpırtı, sıçratılan/çarpan su sesi.
    The dash of the waves against the side of the ship.
  12. İsim azıcık, bir çimdik, (bir şeye katılan) çok cüz'î miktar, eserî miktar, iz.
    a dash of salt/pepper/wine.
  13. İsim çizgi, kalem darbesi.
  14. İsim tire, kısa çizgi: (
    -) işareti.
  15. İsim seğirtme, fırlama, atılma, saldırma, sıçrama, hamle.
    The prisoners made a dash for freedom.
  16. İsim ânî/hızlı koşuş, kısa koşu.
    a 100 meter dash.
  17. İsim ataklık, atılganlık, cür'et, canlılık, enerji.
    A man of great dash and spirit.
  18. İsim (bkz: dashboard ).
  19. İsim Mors alfabesinde çizgi işareti.
    The Morse code consists of dots and dashes.
  20. İsim darbe, vuruş.
hayal kırıklığına uğramak Fiil
kafa patlatmak Fiil
hızla uçağa binip uçmak Fiil
(a) gösteriş/caka yapmak, çalım satmak, (b) kendini göstermek, başkaları üzerinde unutulmaz bir iz/etki
bırakmak, hafızalarda yer etmek.
afur tufur
bir m harfi uzunluğunda çizgi. İsim
bir “n” (≈ 2 mm) uzunluğunda çizgi. İsim
me çizgi Bilgi Teknolojileri
mozayik sıvalı duvar. İsim
yaylı çizgi: dash işareti.
“yine o” işareti: sözlüklerde anlamı açıklanan sözcüğü tekrarlalmamak için onun yerine kullanılan swung dash işareti. İsim
çarpmak Fiil
tabanları yağlamak, hızla koşmak.
düşmana saldırma
(a) şiddetle çekip ayırmak/koparmak, (b) hızla uzaklaşmak, tüymek.
vah vah! tüh! vay canına!
dash it, I've lost again!
pano lambası İsim
pano lambası İsim
tablo lambası İsim
(a) seğirtmek, fırlamak, acele gitmek/koşmak.
I must dash off now. (b)
dash down ile ayni
anlama gelir. yazıvermek, çizivermek, acele yazmak/çizmek vb.
mektup karalamak Fiil
dışarı fırla(t)mak, patlatmak.
dash out one's brain: (birisinin) beynini/kafasını patlatmak.
birinin ümitlerini kırmak Fiil
çarpıp paramparça etmek Fiil
yıkama dolabı
bölmeli dolap
şaraba az miktarda su katmak Fiil
-e saldırmak, üstüne atılmak.
düşmana saldırıda bulunmak Fiil
soluğu … de almak, -e doğru atılmak/seğirtmek.
ileri atılmak/fırlamak.
biraz ilerleme göstermek Fiil