-
yay(ıl)mak.
to diffuse knowledge/news/a smell.
-
dağıtmak, neşretmek, saçmak.
to diffuse light.
-
dağılmak, intişar etmek.
The drop of blood diffused in the bowl of water, which became pink.
-
dökmek, saçmak.
-
ayrıntılı, mufassal, pek tafsilâtlı, konudan uzaklaşan.
-
dağınık, dağılmış, geniş, vâsi, yaygın, yayılmış.
diffuse light: dağınık ışık.