1. yay(ıl)mak.
    to diffuse knowledge/news/a smell.
  2. dağıtmak, neşretmek, saçmak.
    to diffuse light.
  3. dağılmak, intişar etmek.
    The drop of blood diffused in the bowl of water, which became pink.
  4. dökmek, saçmak.
  5. ayrıntılı, mufassal, pek tafsilâtlı, konudan uzaklaşan.
  6. dağınık, dağılmış, geniş, vâsi, yaygın, yayılmış.
    diffuse light: dağınık ışık.