Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
faint
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
donuk, sönük, soluk.
faint colors. The colors became more faint as the sun set.
zayıf, hafif, belirsiz, müphem.
We could see a faint outline of trees through the fog. faint idea.
a faint voice/sound. a faint smile.
başı dönen, bayılmak üzere olan, zayıf, bitkin, dermansız, takatsiz, güçsüz.
I feel faint.
to
be faint with hunger: açlıktan bayılacak hale gelmek.
to grow faint(er)
: zayıflamak, zayıf düşmek.
yüreksiz, cesaretsiz, korkak, ürkek.
a faint attempt.
faint heart never won fair lady
a.s.
Cesaret edemeyen kadın kalbini kazanamaz.
çok küçük/ufak, zerre (kadar), cüz'î.
I haven't the faintest idea what you're talking about
: Söylediklerin
hakkında zerre kadar fikrim yok.
bayılmak.
faint away
: bayılmak, kendinden geçmek.
a fainting fit
: baygınlık.
(a) solmak, soluklaşmak, parlaklığını kaybetmek, (b) cesaretini kaybetmek, maneviyatı kırılmak.
baygınlık, bayılma.
a dead faint
: ölü gibi baygın olma.
She fell down in a faint
: Düşüp bayıldı.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
(sound) to grow faint
sönmek
Fiil
feel faint
fenalık gelmek
Fiil
feel faint
baygınlık geçirmek
Fiil
feel faint
uvunmak
Fiil
feel faint
fenalaşmak
Fiil
make someone faint
bayıltmak
Fiil
make someone feel faint
fenalaştırmak
Fiil
faint hearted
çekingen
faint hearted
korkak
faint hearted
mahcup
faint hearted
cesaretsiz
damn with faint praise
över gibi konuşarak (aslında) kötülemek/zemmetmek.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.