get (geç.z.&s.f.). NOT: Titiz dil bilginleri
HAVE GOT deyiminin kullanılmasına
karşı çıkarlar.
“I've got the money” diyecek yerde
“I have the money” demek dil bilgisi bakımından daha doğrudur. Benzer şekilde
“You have got to be there on time.” yerine
“You have to be there on time.” demek tercih edilmelidir. Mamafih bilhassa konuşma dilinde
have got deyimi pek çok kullanılır.
Fiil
basın tarafından abartılmış
(a)
has/have yerine dolaysız öznelerle veya soru tümcelerinde kullanılır:
She's got a new hat:
Onun yeni bir şapkası var.
Have you got the tickets? Biletler sende mi/Biletleri aldın mı?
I've got a car. (b) zorunluk bildiren veya vurgulu tümcelerde
has/have yerine kullanılır:
I have got to go home right away: Derhal eve gitmeliyim.
He's got to see a doctor right away: Derhal bir doktora görünmesi gerekir.
(a) hazır bulundurmak, depo etmek.
Has she got enough sugar in? (b) (bir iş yapmak için) birisini
eve getirtmek.
We are having the builders in next week to improve the kitchen. (c) (birisini eve) davet etmek.
We are having some friends in for coffee on Sunday evening.
ezberlemek, ezbere bilmek/söykemek.
I have the whole poem off already.
birinin üstüne çıkmak
Fiil
üstün olmak, üstünlüğü olmak.
What's she got over me? Onun benden ne üstünlüğü var?
gelişmeden kalmış olmak
Fiil
Meteliğe kurşun atıyor, meteliği/beş parası yok.
kırmızı ışıkta geçtiğim için ceza yedim
Tüylerim diken diken oldu.
...e vaktim olmadı.
Cümle
...e fırsat bulamadım.
Cümle
Buna akıl erdiremem/aklım ermez.
Seninle görülecek hesabım var.
Tüylerim diken diken oldu.
Yamandır, malın gözüdür, pek esaslıdır.