Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
gone
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
(bkz:
go
)
1
(s.f.)
.
gitmiş, ayrılmış.
to be gone
: gitmek, ayrılmak.
Be gone!
Git! Defol! Yıkıl!
kaybolmuş, kaybedilmiş, ümitsiz.
a gone case
: kaybedilmiş bir dava.
mahvolmuş, yok olmuş.
ölmüş.
muş, kaybedilmiş, ümitsiz.
a gone case
: kaybedilmiş bir dava. 4. mahvolmuş, yok olmuş, 5. ölmüş.
geçmiş.
gone with the wind
: geçip gitmiş, rüzgâr gibi geçmiş/geçti.
It was gone 5 before he
came: Geldiği zaman saat 5'i geçiyordu.
It is just gone 3
: Saat tam 3 oldu.
zayıf, mecalsiz.
a gone feeling.
tükenmiş, bit(iril)miş, kalmamış.
gebe, hamile.
She is 6 months gone.
She was far gone with child
: Doğumu yaklaşmıştı.
real gone
argo
müthiş, yaman, dehşetli, fevkalâde.
A real gone guy.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
(impersonal passive) to be gone
gidilmek
Fiil
after I have gone
ben ölmek ünce
dead and gone
ölüp gitmiş
far gone
(a) çok ilerlemiş, ileri safhada.
to be far gone
: (hastalığı) çok ilerlemiş olmak. (b) yıpranmış,
hırpalanmış, yorgun, bitkin, (c) ölümü yakın, ölümün eşiğinde, ölmek üzere, bir ayağı çukurda.
going going gone
sattım
going going gone
(açık artırma) sat
going going gone
sat
to hell and gone
mahvolmuş
to hell and gone
tamamen yıkılmış
gone at the knees
dizleri yırtılmış/eskimiş (pantalon).
gone bad
bozuk
gone mad
çıldırmış
gone on
sevdalı, âşık, (olmuş), sevdalanmış,
argo
abayı yakmış.
be gone on someone
: birine âşık olmak/tutulmak/abayı yakmak.
gone through suffering
acı görmüş
gone to seed
pinpon
Gone with the Wind
Rüzgar Gibi Geçti
Özel Isim, Sinema
(for sth) to have gone on (in certain way) for a long time
süregelmek
Fiil
(soldier) who has gone through basic training
talimli
be gone in a wink
göz açıp kapayıncaya kadar gözden kaybolmak
Fiil
be gone into
kurcalanmak
Fiil
have gone for good and all
bir daha dönmemek üzere gitmek
Fiil
have gone right out of the window
tamamıyla kaybolmuş olmak
Fiil
have gone through the fire
liyakatini göstermiş olmak
Fiil
have gone to considerable expenses
büyük masraflar yapmış olmak
Fiil
have gone too far to withdraw
dönüşü olmayacak derecede ilerlemiş olmak
Fiil
here today and gone tomorrow
bugün var yarın yok, geçici, çok kısa ömürlü.
If only he'd gone.
Keşke gitseydi.
in his anxiety to be gone he left his pen behind
gitme telaşı içinde kalemini unuttu
the bread has gone stale
ekmek bayatlamış
the bread has gone stale
ekmek bayatladı
There is no saying where he might have gone.
Nereye gittiği bilinmez.
There is no saying where he might have gone.
Nereye gittiğini bilmek imkansız.
this jacket has gone at the elbows
ceketin kolları yenmiş
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.