Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
gorge
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
boğaz: iki dağ arasındaki derin/dar geçit, derin dere, sel yatağı.
küçük kapız (kanyon).
oburcasına yenilen yemek.
yutulan şey, midedeki yemek.
bir geçidi tıkayan kütle.
An ice gorge blocked the river.
kalenin arka geçidi.
boğaz, gırtlak.
tiksinti, tiksinme, iğrenme, nefret.
make one's gorge rise
: tiksindirmek, midesini bulandırmak,
öğürtü vermek, nefret uyandırmak.
Such cruelty makes one's gorge rise
: Bu denli hunharlık insanda nefret uyandırıyor.
tıkınmak, açgözlülükle/oburcasına yemek, atıştırmak. Genellikle edilgen ve dönüşlü şekli kullanılır:
to be gorged, to gorge oneself.
(oburcasına/hapır hupur) yutmak.
tıkamak, tamamen doldurmak.
Veins gorged with blood.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
one's gorge rises at
midesi bulanmak
Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.