Available on App Store
Get it on Google Play
EN
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
groove
Geniş Tasarım
İngilizce-Türkçe
Terimler/Kalıplar
Ingilizce-Türkçe Çeviri
oluk, oyuk.
The cupboard door slides along the groove it fits into.
yiv, yarık, iz, kanal.
The needle is stuck in the groove of the record, so it keeps repeating the
same bit of music. Wheels leave grooves in a dirt road.
alışkanlık, itiyat, âdet, alışılmış/sabit yöntem.
to get into a groove
: bir alışkanlığa saplanmak/eski
âdetlerine bağlı kalmak.
It is hard to get out of a groove
: Alışkanlığı terketmek zordur.
Matbaacılık
harf tabanındaki oluk.
eğlence, zevkli/eğlendirici şey.
oluk/yiv açmak/yapmak, oluk/yiv/yarık hasıl etmek/meydana getirmek.
The sand on the shore has been grooved by the waves.
oluklarla/yivlerle/kanallarla birleş(tir)mek.
groove on
: zevkini/tadını çıkarmak, zevk duymak, hoşlanmak, hoş vakit geçirmek.
He grooves on classical music.
zevk/heyecan vermek.
uyuşmak, âhenktar/hemâhenk olmak, âhenk teşkil etmek, anlaşmak, bağdaşmak.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler
fall into a groove
rutinleşmek
Fiil
get into a groove
eski âdetlerine bağlı olmak
Fiil
hollow groove
oluk
in the groove
(a) rağbette, gözde, modaya uygun, (b) fevkalâde, mükemmel.
Glen Miller's band is really in the groove tonight!
subclavian groove
köprücük altı atar/toplar damar yuvaları.
travel in the same groove
aynı peronda kalmak
Fiil
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.