1. (eski çağlarda) elçi, hükümdarın resmî habercisi, özellikle savaş zamanı bir hükümdardan ötekine mektup
    götüren ve kişisel dokunulmazlığı olan memur.
  2. haberci, tatar, münadi, tellâl.
  3. öncü, müjdeci.
    The returning of swallows are heralds of spring.
  4. yayınlayan/ilân eden (kimse/şey).
    A good newspaper should be a herald of truth.
  5. (Orta Çağlarda) teşrifatçı.
  6. (sevinçle) haber vermek, ilân etmek.
    His election was heralded by the newspaper.
  7. müjdelemek.
    The robins heralded the arrival of spring.
  8. teşrifini haber vermek, takdim etmek, huzura çıkarmak.
birini resmen tanıtmak Fiil