hakikaten, filhakika, aslında, aslını ararsan, işin doğrusu, daha doğrusu, nitekim.
Officially he
is in charge, but in fact his secretary does all the work. He doesn't mind, in fact, he's very pleased.
I finished it yesterday, as a matter of fact: Aslında/daha doğrusu onu dün bitirdim.
gerçekten, hakikaten, aslında.
filhakika Zarf