1. jumble up: karış(tır)mak, karmakarışık/keşmekeş etmek/olmak, altını üstüne getirmek, altüst olmak.
    He jumbled up everything in the drawer when he was hunting for his socks: Çoraplarını ararken çekmecenin altını üstüne getirdi. The untidy girl's toys, books, shoes and clothes were all jumbled up in the cupboard: Savruk kız oyuncak, kitap, pabuç ve elbiselerini karmakarışık elbise dolabına doldurmuştu.
  2. şaşırmak, apışmak, şaşkına dönmek, apışıp kalma, sersemlemek.
  3. karmakarışıklık, keşmekeşlik, intizamsızlık, savrukluk, düzensizlik.
  4. düzensiz/karmakarışık yığın/şey, karmakarışık/intizamsız iş.
  5. ince ve tatlı simit.
karma teşhir
geliri hayır kurumlarına verilen) eski eşya satışı.
(Br) eskici
bitpazarı