jumble up: karış(tır)mak, karmakarışık/keşmekeş etmek/olmak, altını üstüne getirmek, altüst olmak.
He jumbled up everything in the drawer when he was hunting for his socks: Çoraplarını ararken çekmecenin altını üstüne getirdi. The untidy girl's toys, books, shoes and clothes were all jumbled up in the cupboard: Savruk kız oyuncak, kitap, pabuç ve elbiselerini karmakarışık elbise dolabına doldurmuştu.