1. Geçişli Fiil olanak/imkân vermek, muktedir/mümkün kılmak.
    The bird's large wings enable it to fly very fast. A
    grant enabled him to continue his research.
  2. Geçişli Fiil yetki vermek, salâhiyet tanımak.
    The new law enables a man to claim money from the State if he has no work.
  3. Geçişli Fiil kolaylaştırmak, olanak sağlamak.
    This would enable me to go to Turkey.
  4. Geçişli Fiil izin/müsaade vermek.
    A new law enabling the opening of shops on Sundays.
birine vaktinden önce emekliye ayrılması için izin vermek Fiil
yazılabilir çentiği Bilgi Teknolojileri