liquidity

contain one's liquidity

likidite problemlerini halletmek Fiil

contain one's liquidity problems

likidite problemlerini halletmek Fiil

ample liquidity

bol likidite

bank liquidity

banka likiditesi

bank liquidity

bankalikiditesi

be a strain on liquidity

likidite için yük teşkil etmek Fiil

build liquidity

likidite sağlamaya çalışmak Fiil

buildup of liquidity

likiditenin artması

coefficient of immediate liquidity

hemen paraya çevrilme katsayısı

coefficient of immediate liquidity

hemen paraya çevrilebilme katsayısı

coefficient of immediate liquidity

birinci derecede likidite katsayısı

contraction of liquidity

likiditenin azalması

corporate liquidity

(US) şirket likiditesi

corporate liquidity

şirketlikiditesi

corporate liquidity

şirket likiditesi

decrease in liquidity

likiditede azalma

degree of liquidity

likitide derecesi

degree of liquidity

likidite derecesi

domestic liquidity

ülkenin iç likidite durumu

domestic liquidity

memleketin iç likidite durumu

domestic liquidity

memleketin yerli likidite durumu

efflux of liquidity

likiditenin azalması

excess liquidity

likidite fazlası İsim, Bankacılık

expansion of liquidity

likiditenin artması

financial liquidity

nakdi mevcut

International liquidity

uluslararası likidite (dolar ve sterlin gibi paralar ile altının işadamlarınca her zaman kabul edilebilir

immediate liquidity

birinci derece likidite

immediate liquidity

derhal kullanılabilir durumdaki satın alma gücü

improvement in liquidity

likidite durumunun iyiye gitmesi

increase in liquidity

nakit artışı

increase liquidity

likiditeyi artırmak Fiil

inflow of liquidity

nakit akışı

lack liquidity

yeterli likiditesi olmamak Fiil

lack of liquidity

nakit ihtiyacı

lack of liquidity

nakit kıtlığı

level of liquidity

nakit düzeyi

maintain liquidity

yeterli likiditesi olmak Fiil

maintenance of liquidity

(banka) likit bulundurma

need for liquidity

likidite ihtiyacı

need for liquidity

likitide ihtiyacı

net liquidity

netlikidite

net liquidity

net likidite

order of liquidity

likidite önceliği

pressure of liquidity

para darlığı

problem of liquidity

nakit sorunu

rebuild liquidity

likidite durumunu düzeltmek Fiil

rebuilding of liquidity

nakit durumunu düzeltme

reduce liquidity

likiditeyi azaltmak Fiil

reduced liquidity

azalan likidite

reduction in liquidity

likiditede azalma

require greater liquidity

daha çok likiditeye ihtiyaç olmak Fiil

require greater liquidity

daha çok likiditeye ihtiyacı olmak Fiil

shortage of liquidity

likidite kıtlığı

strain liquidity

likidite politikasını zorlamak Fiil

volume of liquidity

likitide hacimi

withdraw liquidity

likiditeden yoksun bırakmak Fiil

liquidity afflux

likidite akını

liquidity arrangements

düzenlemeleri İsim

liquidity arrangements

likidite anlaşmaları İsim

liquidity arrangements

likidite düzenlemeleri İsim

liquidity assistance

likidite yardımı

liquidity balance

likidite bilançosu İsim

liquidity basis

likidite bazı

liquidity battle

likidite kavgası İsim

liquidity bind

likidite darlığı

liquidity control

likidite kontrolu

liquidity control

likidite kontrolü

liquidity crisis

likidite krizi İsim, Bankacılık

liquidity crunch

likidite darlığı İsim, Bankacılık

liquidity crunch

likidite sıkıntısı İsim, Bankacılık

liquidity deficit

likidite açığı

liquidity differential

likidite düzeyi farkı

liquidity difficulties

likidite güçlükleri İsim

liquidity diversification

orta ve uzun vadeli tahviller satın alma

liquidity diversification

faiz oranlarındaki dalgalanmalara karşı korunmak amacıyla kısa

liquidity improvement

likidite durumunun düzelmesi

liquidity in assets

likit aktifler İsim

liquidity level

likidite düzeyi

liquidity level

likidite seviyesi

liquidity management

likidite yönetimi İsim, Bankacılık

liquidity margin

likidite marjı

liquidity measures

likidite önlemleri İsim

liquidity pinch

likidite darlığı

liquidity position

disponibilite

liquidity position

likidite durumu

liquidity preference

likidite tercihi (insanların kısa vadeli tasarruflarını nakit veya banka mevduatı şeklinde tutma isteği

liquidity preference

likidite tercihi

liquidity preference theory

faizin teşekkülünü likidite tercihi ile açıklayan kuram

liquidity pressure

likidite baskısı

liquidity problem

likidite sorunu

liquidity ratio

likidite oranı İsim, Muhasebe

liquidity ratio

likidite rasyosu İsim, Muhasebe

liquidity requirements

likidite ihtiyacı

liquidity reserve

likidite rezervi

liquidity risk

likidite riski İsim, Bankacılık

liquidity rules

likidite talimatı

liquidity shortage

likidite sıkıntısı İsim, Bankacılık

liquidity shortage

likidite darlığı İsim, Bankacılık

liquidity squeeze

likidite darlığı İsim, Ekonomi

liquidity squeeze

likidite sıkışıklığı İsim, Ekonomi

liquidity squeeze

likidite sıkıntısı İsim, Ekonomi

liquidity test

likidite testi

liquidity trap

likidite tuzağı

liquidity trap

likidite tuzağı (bir ekonomide faiz oranlarının çok düşmüş olmasından ötürü yatırımcıların tahvil alımından kaçınmaları İsim

liquidity worries

likidite kaygıları İsim

general level of liquidity and gearing

genel nakit ve sermaye yoğunluk düzeyi

late liquidity window

geç likidite penceresi İsim, Bankacılık

precautionary liquidity balance

acil durumlarda kullanmak üzere elde tutulan nakit ve menkul kıymetler

precautionary liquidity balance

ihtiyati nakit dengesi