Geçişli Fiil zihnine takılmak, başka bir şey düşündürmemek, aklından çıkmamak, (zihnine/hislerine) musallat olmak, tedirgin etmek, sürekli olarak aklını/zihnini/düşüncelerini meşgul etmek, fikri sabit kaline gelmek.
The fear that someone might steal his money obsessed him. Suspicion obsessed her. He's obsessed by the desire to become a great scientist.