1. Geçişli Fiil zihnine takılmak, başka bir şey düşündürmemek, aklından çıkmamak, (zihnine/hislerine) musallat olmak,
    tedirgin etmek, sürekli olarak aklını/zihnini/düşüncelerini meşgul etmek, fikri sabit kaline gelmek.
    The fear that someone might steal his money obsessed him. Suspicion obsessed her. He's obsessed by the desire to become a great scientist.
  2. Geçişli Fiil gereksiz yere endişelenmek, sürekli endişe ile huzuru kaçmak.