kazıklamak, kazıklamak, yutturmak.
The salesman fobbed off the lady with a faulty machine. (b)
martaval okumak, uydurma mazeret beyan ile atlatmak/oyalamak, yalan atmak.
(mukabil cinsten biri ile) işi pişirmek, sıkıfıkı olmak, tavlamak.
She got off with him 5 minutes after the party started: Beş dakika içinde onunla işi pişirdi.
çalmak, hırsızlamak, alıp götürmek, yürütmek,
argo araklamak.
He made off with some apples. Thieves made off with her jewelry.
(a) çalmak, yürütmek, aşırmak. (b) (yarışmada vb.) kazanmak.
To walk away with all the honors. To walk off with the first prize.
para ceza sıyla kurtulmak
Fiil
para cezasıyla kurtulmak
Fiil
biriyle ilşkisini kesmek
Fiil
bir şeyle sırf zevk için uğraşmak
Fiil
parlak başarı elde etmek
Fiil
doğru olmadığını bildiği şeyleri söylemek
Fiil
birini mirastan tamamıyla yoksun bırakmak
Fiil
birine boş vaatlerde bulunmak
Fiil
para cezasıyla kurtulmak
Fiil
biriyle cinsel ilişkiye girmek
Fiil
birini sadece uyarmak
Fiil
birini uyararak serbest bırakmak
Fiil
birini uyararak gitmesine izin vermek
Fiil
birşeyi çalıp kaçmak
Fiil
birşeyi alıp hızla uzaklaşmak
Fiil
bir tezgâhtar kızla evlenmek
Fiil
birini bir bahane ile yatıştırmak
Fiil
boş vaatlerle birini oyalamak
Fiil
(veznedar) bütün parayı alıp kaçmak
Fiil
bütün parayı alıp kaçmak
Fiil
(Br) birinin valizini çalmak
Fiil
parayı alıp sıvışmak
Fiil
birini paylamak, ağzının payını vermek, terslemek, ters bir cevapla kovmak, haşlamak, zılgıt vermek.
biriyle tüm bağlantıları koparmak
Fiil
biriyle bağlantılarını koparmak
Fiil
bir ülkeyle diplomatik ilişkileri kesmek
Fiil
selamı sabahı kesmek
Fiil
biriyle yazışmayı kesmek
Fiil
birini mirastan beş kuruş vermeden mahrum etmek
Fiil
büyük başarı sağlamak.
Zeki Müren's latest song has really gone off with a bang over here.
merhametsizce davranmak, gözünün yaşına bakmamak.
Brit.- argo … ile cinsî münasebette bulunmak.
alacaklısına taksitle ödeme yapmak
Fiil