out of hand

  1. (a) derhal, hemen, birdenbire, hiç tereddütsüz (özellikle olumsuz kararlar için kullanılır).
    I refused
    it out of hand. (b) elden/kontroldan çıkmış, zaptedilemez, kontrolsüz.
    The angry crowd soon got out of hand. (c) bitmiş, mahvolmuş, elden çıkmış.
  2. elden/kontroldan çıkmış, kontrol edilemez halde.
    The excited crowd soon got out of hand: Heyecanlı
    kalabalık kısa zamanda kontrol edilemez hale geldi.
kontrolden çıkmak Fiil
çığırından çıkmak, çapraşık/dizginlenemez hale gelmek.
(bir işte) ipin ucunu kaçırmak, kontrolunu kaybetmek, hâkim olamamak.
birine tamamen güvenmek/bel bağlamak, her dediğini yapmak, bir dediğini iki etmemek, mutlak itaat göstermek.
herşeye boyun eğmek, (bir kimsenin) her dediğini yapmak, eline ayağına kapanmak, her isteğine/emrine
uymak, dize gelmek.
I'll soon have him eating out of my hand: Yakında onu dize getiririm.
birinin eline bakmak Fiil
(a) (hayvan) yemini avuçtan almak, (b)
mec. pek uysal olmak, birinin avucunun içine bakmak, yuları ele vermek.
birine elinden yedirmek Fiil
birine tamamıyla bağımlı olmak Fiil
birine otomobilden çıkması için yardım etmek Fiil
kontrolden çıkmış
elden çıkmış, kumandası/kontrolu imkânsız. Sıfat
birinin elinden bir mektubu kapmak Fiil