çığırından çıkmak, çapraşık/dizginlenemez hale gelmek.
(bir işte) ipin ucunu kaçırmak, kontrolunu kaybetmek, hâkim olamamak.
birine tamamen güvenmek/bel bağlamak, her dediğini yapmak, bir dediğini iki etmemek, mutlak itaat göstermek.
herşeye boyun eğmek, (bir kimsenin) her dediğini yapmak, eline ayağına kapanmak, her isteğine/emrine
uymak, dize gelmek.
I'll soon have him eating out of my hand: Yakında onu dize getiririm.
birinin eline bakmak
Fiil
(a) (hayvan) yemini avuçtan almak, (b)
mec. pek uysal olmak, birinin avucunun içine bakmak, yuları ele vermek.
birine elinden yedirmek
Fiil
birine tamamıyla bağımlı olmak
Fiil
birine otomobilden çıkması için yardım etmek
Fiil
elden çıkmış, kumandası/kontrolu imkânsız.
Sıfat
birinin elinden bir mektubu kapmak
Fiil