1. Fiil kovuşturmak, takip etmek.
  2. Fiil kovalamak, peşine düşmek, peşini bırakmamak.
  3. Fiil yetişmeye/ulaşmaya/elde etmeye çalışmak.
    pursue a goal.
  4. Fiil kazanmaya/başarmaya çalışmak/gayret etmek, peşinde koşmak.
    to pursue fame: şöhret peşinde koşmak.
  5. Fiil (bir işe/faaliyete) devam etmek.
    to pursue one's studies: öğrenimine devam etmek.
  6. Fiil meşgul olmak, meşguliyetine devam etmek.
    to pursue a hobby.
  7. Fiil (bir konuyu) tartışmaya/müzakereye devam etmek.
    to pursue an argument.
  8. Fiil izlemek, (izini) takip etmek.
    He pursued the river to its source. He felt their eyes pursuing him.
işiyle uğraşmaya devam etmek Fiil
görevlerini yerine getirmek Fiil
görevlerini yapmak Fiil
kanuni haklarından faydalanmak Fiil
işinde çalışmak Fiil
normal yoluna gitmek Fiil
(okulda) okumasını tamamlamak Fiil
mesleğini icra etmek Fiil
bir uzmanlık alanında çalışmak Fiil
kariyer yapmak Fiil
ihtisas sahibi olmak Fiil
bir meslek sahibi olmak Fiil
uzmanlaşmak Fiil
bir politika izlemek Fiil
politika gütmek Fiil
bir adalet kaçağını izlemek Fiil
kazançlı iş yapmak Fiil
bir amaca ulaşmaya çalışmak Fiil
bir hedefe ulaşmaya çalışmak Fiil
bir amaç uğrunda çalışmak Fiil
belli bir tutum izlemek Fiil
bir politika izlemek Fiil
gerçekçi bir yol izlemek Fiil
gerçekçi bir tutumu olmak Fiil
bir işte çalışmak Fiil
bir soruşturma yapmak Fiil
bir uğraşı olmak Fiil
birini izlemek Fiil
arkasından koşmak Fiil