1. (a) yazmak, kaydetmek, tescil etmek, kayda geçirmek.
    to put down something in writing.
    Put
    it down on my account: Onu hesabıma yaz. (b) bastırmak, susturmak, sindirmek, önlemek, durdurmak, engel olmak.
    to put down a rebellion: bir isyanı bastırmak.
    put one's foot down: sebat etmek, fikrinde/tutumunda direnmek. (c) (bir kimseyi) küçük düşürmek, mahcup/rezil etmek, utandırmak, (d) aşağı/yere koymak/bırakmak, indirmek.
    put down passengers: yolcuları indirmek. (e) saymak, addetmek, atfetmek, isnat etmek, vermek, bağışlamak.
    I put it down to his inexperience: Onu tecrübesizliğine verdim/bağışladım.
    I put him down as/for an American: Onu Ameri-kalı sanıyorum.
    We put it all down to the fact that he was tired: Bunu onun yorgun olmasına atfediyoruz.
    The accident must be put down to negligence. (f) saymak, … yerine koymak, telâkki etmek.
    He had put me down as a complete fool: Beni büsbütün enayi yerine koydu.
masrafları kısmak Fiil
adını listeye koymak Fiil
işini bırakmak Fiil
(vasiyetname) musaleh
vasiyet alan
şamandıra koymak Fiil
bir toplantıda huzur bozan birini susturmak Fiil
bir ayaklanmayı bastırmak Fiil
isyanı bastırmak Fiil
bir isyanı bastırmak Fiil
bir ayaklanmayı kuvvetle bastırmak Fiil
bir adresi not etmek Fiil
bir ayaklanmayı bastırmak Fiil
demirlemek Fiil
yazılı olarak ifade etmek Fiil
kaleme almak Fiil
gündeme koymak Fiil
tam zamanında havaalanına inmek Fiil
zamanında inmek Fiil
yolcu indirmek Fiil
yolcuları indirmek Fiil
yerleşmek, kök salmak, (bir muhite) alışmak.
He has no time to put down roots in the community.
masrafını kısmak Fiil
birini köşede indirmek Fiil
peşin olarak ödemek Fiil
parayı masaya koymak Fiil
(Br) müşteri hesabına geçirmek Fiil
deftere zarar yazmak Fiil
kâr-zarar hesabına geçirmek Fiil
kâr-zarar hesabına yazmak Fiil
birinin hesabına kaydetmek Fiil
bir nedene dayandırmak Fiil
birini üyeliğe aday göstermek Fiil
bir şeyi birinin deneyimsizliğine vermek Fiil
azmetmek, sebat etmek, kararlı/azimli/sebatkâr olmak, kararında durmak, caymamak, ayak diremek. (b)
Brit.-argo
(otomobili) çok hızlı sürmek.
adını kaydettirmek Fiil
adaylığını koymak Fiil
kaydolmak Fiil
birinin başarısını şansa yormak Fiil
kondurmak Fiil
birini İngiliz sanmak Fiil
birini bir şey için kaydetmek Fiil
kâğıda dökmek Fiil
bir şeyi kâğıda dökmek Fiil
bir şeyi gündeme koymak
gemiyi rüzgâr yönüne çevirmek.
ayakları yere sağlam basmak Fiil
sağlam durmak Fiil
ayağını yere sağlam basmak Fiil
iniş, uçağın yere inişi. İsim
(birisini) utandırıcı/mahcup edici/küçük düşürücü söz/eylem/hareket. İsim