(beyzbol) yanma, oyun dışı edilme. İsim
(a) (yangını) söndürmek, (b) rahatsız/taciz etmek, canını sıkmak, sıkıntı/zahmet vermek.
I don't want
to put you out: Sizi rahatsız etmek istemem. (c) imal etmek, yayımlamak, yaymak, neşretmek.
All work is done on the premises, nothing is put out: Bütün iş atelyede/bu binada yapılır, dışarı verilmez. (d) (beyzbol/kriket) yanmak, (e) dışarı koymak/atmak. çıkarmak, uzatmak.
to put someone out of the room.
to put one's arm out: kolunu (dışarıya) uzatmak. (f) yanıltmak, (g) darıltmak, (h) bozmak, şaşırtmak.
He was very put out: Fena bozuldu/fena halde darıldı.
put someone out in their reckoning: birinin hesabını bozmak. (h)
put money out to interest: parayı faize vermek/yatırmak. (i)
argo kaba seks delisi olmak, cinsî münasebet peşinde koşmak, (j)
put out of the way: öldürmek, temizlemek, karartısını kaldırmak.