1. Fiil bile(n)mek, keskinleş(tir)mek.
    to sharpen a knife.
  2. Fiil sivril(t)mek, incel(t)mek, (kalem ucu) açmak.
    to sharpen a pencil.
  3. Fiil şiddetlen(dir)mek, kuvvetlen(dir)mek.
    Cold weather sharpens the pain in my knee.
  4. Fiil ekşileştirmek, acılaştırmak.
  5. Fiil (ses) incel(t)mek, tizleş(tir)mek.
    Her voice sharpened as she became impatient.
zekâsını parlatmak, gözünü açmak.
bilenmiş Sıfat
kalem açmak Fiil