Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Zamir (kadın/dişi için) o.
    Who is she? O (kadın) kimdir?
  2. Zamir taşıtlar ve ülkeler için adıl olarak kullanılır:
    What's wrong with the car? She won't start. Our country
    needs strong leaders: may she always have them.
  3. İsim kadın, kız, dişi.
    Is the new baby a he or she? Yeni bebek oğlan mı, kız mı?
  4. İsim hayvan adlarının başında: dişi.
    she-cat: dişi kedi.
    she-wolf: dişi kurt.
    she-goat: dişi keçi.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

She bought it.
İnandı.
She bought it.
Yuttu.
She bought it.
Yedi.
She didn't buy it.
İnanmadı.
She didn't buy it.
Yemedi.
She didn't buy it.
Yutmadı.
She doesn't mean it.
Öyle demek istemedi.
she had aged beyond her years
yaşından fazla göstermek iyordu
she has a good ground in French
fransızca iyi bir temeli var
she has abnegated all her rights to the property
mülk üzerindeki bütün haklarından feragat etti
she has grown in my esteem
gözünde büyümek Fiil
she has heavy teaching commitments
ders saatleri yüklü
she has plenty of drive
enerji dolu
she is about sixty
altmış yaşlarında
she is an ace at tennis
teniste bir numara
she is averse getting up early
sabah erken kalkmaktan nefret eder
she is cagey about her age
yaşıni saklıyor
she is expecting
hamile bırakmak Fiil
she is not accessible to reason
mantık dinlemez
She really thinks she's it
Kendine pek paye veriyor/pek böbürleniyor.
she started on a book
bir kitap yazmakya başladı
she takes after her mother
anasına benziyor
she was adamant to their prayers
yalvarıp yakarmalarına kulak asmadı
she wears her hair in plaits
saçıni örüyor
she who is dying
ölümcül
she will report direct to the manager
doğrudan müdüre bağlı olacak
she wore all her jewellery
takıp takıştırmış
she'd
she had.
she'd
she would.
she'll
she shall.
she's
she is.
she's
she has.
she's an acquaintance of mine
tanıdık biri
She's got it
Yamandır, malın gözüdür, pek esaslıdır.
after the divorce she was given custody of the children
boşanmadan sonra çocukların vesayeti kendisine verildi
It was all she could do not to …
… yapmamak için kendine zor hakim oluyordu. Cümle
It was all she could do not to …
… yapmamak için kendini zor tutuyordu. Cümle
May she rest in peace.
Mekânı cennet olsun.
May she rest in peace.
Allah rahmet eylesin.
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.