1. (üstüne/etrafa su/çamur vb.) sıçratma(k).
    to fall into the water with a splash .
  2. etrafa sıçratarak suya dalma(k)/düşme(k)/çarpma(k).
    to splash into the water. Children splashing in the pool.
  3. (su vb.) saç(ıl)ma(k), sıçrama(k).
    The rain splashed on the window.
  4. su sıçratma sesi.
  5. sıçratılan su/çamur vb., zifos.
  6. (çamur vb. sıçramasından ileri gelen) leke.
  7. renk/ışık lekesi.
  8. parlak/heyecanlı gösteri.
parasını saçmak Fiil
şarlamak Fiil
ün kazanmak Fiil
rol kesmek Fiil
(a) dikkati çekmek, bakışları üzerinde toplamak, gösteriş yapmak, (b) heyecan uyandırmak, (c) (parayı)
savurmak, israf etmek, har vurup harman savurmak.
viski-soda.
Just a splash , please: Lütfen bir yudum (su vb.).
haberi büyüterek yaymak Fiil
parayı israf etmek/savurmak.
She splashes her money about.
çamurluk
(uzay aracı) suya inme(k)/konma(k).
çamur-tutan: taşıtların arka tekerleği gerisinde çamurların geride bulunanlara sıçramasını engelleyen perde. İsim
sıçrayan çamur
açılış ekranı
haberi büyük başlıklarla neşretmek.