1. İsim, Sinema sahne ışığı
  2. ışıldak, belirli bir yere yöneltilen kuvvetli projektör ışığı.
    He was standing on the stage under the bright spotlights.
  3. aydınlatılan/üzerine ışık tutulan nokta.
    be on the spotlight: dikkati üzerine çekmek, göze batmak.

    He's tired of being on the spotlight .
  4. ışığa tutmak.
  5. üzerine dikkat/şüphe çekmek.
  6. belirtmek, aydınlatmak.
    The article spotlights the difficulties of finding a job.
minicik el feneri.
dikkatler üzerine çevrilmiş olmak Fiil
spot lamba