1. İsim, Hukuk şüpheli
  2. İsim, Hukuk zanlı
  3. İsim şüpheli
  4. İsim zanlı
  5. İsim maznun (outdated)
  6. kuşkulanmak, şüphelenmek, sezmek.
    The fox suspected danger and did not touch trap: Tilki tehlikeyi
    sezdi ve tuzağa dokunmadı.
  7. hakkında şüpheye düşmek/kötü şey düşünmek.
  8. şüphe ile karşılamak, inanmamak.
    The judge suspected the truth of the testimony.
  9. zan/tahmin etmek, ihtimal vermek.
    to suspect someone of a crime: birisinin bir cinayeti işlediğini
    zan/tahmin etmek.
    The policeman suspected the thief of lying.
  10. sanık, maznun, şüpheli, zan altında bulunan kimse.
şüphelendirmek Fiil
kaçmaktan sanık
firari şüpheli İsim, Hukuk
firari sanık İsim, Hukuk
cinayet zanlısı İsim, Ceza Hukuku
katil zanlısı İsim, Ceza Hukuku
şüphelenilen terorist
olağan şüpheli İsim
bir suçlunun ifadesini kuşkuyla karşılamak Fiil
bir suikastten şüphelenmek Fiil
birinden cinayetten şüphelenmek Fiil
kanıtın hakikiliğinden şüphelenmek Fiil
suçsuzluğu kanıtlanıncaya kadar birinden kuşkulanmak Fiil
nezarete almak Fiil