1. kadınların boyun atkısı, eşarp.
  2. saran/katlayan/kıvıran kimse/şey.
  3. kadın bluzu, şömizet.
  4. yiyecek, yemek.
  5. tucker out: yormak, yorgun/bitap düşürmek, bezdirmek, bıktırmak, pestilini çıkarmak.
kişilik giysilerini giymek Fiil
elbise, giysi, üst baş.
put on (dress in) one's best bib and tucker: giyinip kuşanmak, en iyi
elbisesini giymek, takıp takıştırmak.
in her best bib nad tucker: giyinip kuşanmış, takıp takıştırmış, iki dirhem bir çekirdek.