nefes kesici manzara İsim
bir fikre katılmak Fiil
bir kanıya katılmak Fiil
bir görüş benimsemek Fiil
havadan çekilmiş fotoğraf
havadan görünüş
birinin görüş üyle uyuşmak Fiil
birinin görüşüyle uyuşmak Fiil
Savaş Malullerinin Tıbbi Tedavileri Maksadıyla Avrupa Konseyine Üye Ülkeler Arasında Değişimine Dair Anlaşma İsim, Uluslararası Hukuk
görüş açısı.
görüş açısı İsim, Sinema
arkadan görünüş
kalabalığın bakışına açık olmak Fiil
büyük mağazalarda teşhir edilmekte olmak Fiil
panoramik görünüm
kuş bakışı
kuş bakışı görünüş
yukarıdan
ayrıntılara dikkat etmeden genel bakış
kuşbakışı
görüş alanına girmek Fiil
görünmek Fiil
güzel bir manzaraya hâkim olmak Fiil
bir şeyi her açıdan ele almak Fiil
bu görüşe göre
tali şirket kendi sektöründeki bağımsızlarla rekabet edebilmek için ana şirketten daha fazla kaynak çekebilir
bazı tali şirketlerin aynı büyüklükteki bağımsız bir şirketten daha çok fon harcadığı kuramı
gözden kaybolmak Fiil
birinin görüş açısını açıklamak Fiil
Uzaktan bütün tarlalar yeşil görünür/Uzaktan davulun sesi hoş gelir.
uzaktan bakış
birinin görüşlerini onaylamak Fiil
görüş açısını genişletmek Fiil
ayrışık resim: bir makinenin/cihazın parçalarını (asıl yerlerini de göstererek) ayrı ayrı gösteren resim. İsim
meydana çıkarmak Fiil
açığa çıkarmak Fiil
dış görünüş
görünüş
biriyle görüş birliğine varmış olmak Fiil
birisiyle görüş birliğine varmış olmak Fiil
birinin görüşüne hemencecik katılmak Fiil
görüş alanı. İsim
görüş alanı İsim, Sinema
güzel manzara
biri hakkında bir görüşe varmak Fiil
cepheden görünüş
önden görünüş
genel görüş
bir tesisin genel görünümü
birinin eserleri konusunda genel görüşünü bildirmek Fiil
niyetinde olmak Fiil
aklında bir şey olmak Fiil
çıkagelmek, zuhur etmek.
We were just about to leave when my old friend Ali hove into view.
fikir sahibi olmak Fiil
bir görüş sahibi olmak Fiil
bir fikir sahibi olmak Fiil
gözönünde, alenen, açıkça, alenî olarak.
tam göz önünde.
...'in gözü önünde Zarf
bence Zarf
kendi görüşüme göre
kendi görüş üme göre
bizce Zarf
onlarca Zarf
(a) görünürde, görüş mesafesinde, (b) gözönünde, gözönüne/nazarı dikkate alınan, mütalâa edilen, plânlanmış.

have something in view: bir şey hakkında bir plânı/niyeti olmak.
He wants to find work, but he has nothing particular in view.
keep something in view: bir şeyi gözönüne almak/gözönünde tutmak. (c) maksadıyla, niyetiyle. (d) umulan, beklenen.
sebebiyle, …'den dolayı, …'e binaen, … yüzünden.
dikkate alarak, dikkate alınarak Zarf
... karşısında Zarf
bu şartlar tahtında
… dikkate alındığında Zarf
bu olaylar karşısında
sence Zarf
sizce Zarf
görüşe engel olmak Fiil
iç görünüm
manzaraya engel olmak Fiil
yandan görünüm
hukuki görüş
uzağı/ilerisini görüş, dûrendişlik, plânlamada ilerideki sonucu düşünebilme.
gözden kaybetmek Fiil
çoğunluğun görüşü
sürücünün görüş alanını engellemek Fiil
kötü görünüm
görüşü kapamak Fiil
görüşünü kapatmak Fiil
kısa görüşlü
gözönünde, açıkta, meydanda.
keşif ve muayene etme emri
sayfa gösterimi İsim, Reklamcılık
panoramik görünüm
ayan beyan
görülebilir
görüş, noktai nazar. İsim
fikir, mütalâa, tutum, davranış. İsim
noktai nazar, görüş noktası, bakım.
From the point of view: … bakımından/açısından.
bakış açısı İsim
siyasal görüş
siyasi düşünce İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
özel görüş
bir serginin halka açılmadan önce özel olarak gösterilmesi
görüşünü belirtmek Fiil
arka görüş İsim, Ulaşım
genel görüş
iki görüş açısını bağdaştırmak Fiil
görüşünü belirtmemek Fiil
geriye bakış
geriye doğru bakış
bir görüşe katılmak Fiil
birinin görüşünü paylaşmak Fiil
görüşü kapamak Fiil
yandan görünüş
profil
görünümünü bozmak Fiil
herkes tarafından görülmek Fiil
olaylara tarafsız gözle bakmak Fiil
ayrı fikirde olmamak Fiil
aleyhinde olmak Fiil
onaylamamak Fiil
(a) karamsar gözle/şüphe ile bakmak, olacağına inanmamak.
He takes a dim view of his chances of winning
the race. (b) uygun bulmamak, onaylamamak, hoşlanmamak, hoş karşılamamak, ayıplamak, fena gözle bakmak.
He takes a dim view of practical jokes.
hakkında fena düşünmek, aleyhinde olmak.
düşmanca/kinli/kıskanç gözlerle bakmak.
take a jaundiced view of the world: herkese kin/garez
beslemek, herkesi düşman gözü ile görmek.
birisini hor/hakir görmek.
sadece şimdiyi düşünmek Fiil
fikir edinmek Fiil
çok ilerisini düşünmek.
aleni
açık
(bilanço , Br) gerçek ve doğru görünüm
engelsiz görünüm
hailsiz manzara
değerlendirme görüş açısı
değerlendirme görüş açışı
bakış, bakma, nazar.
bird's eye view: kuşbakışı.
It was our first view of the ocean. İsim
görüş, görüş alanı.
The ship came into view : Vapur göründü.
within view : görünürde, görüş
mesafesinde.
in full view: tam göz önünde.
There was no shelter within view .
out of view: görünmeyen
İsim
görünüm, görünüş, manzara.
back/front view: arkadan/önden görünüş.
end view = side view:
uçtan/yandan görünüş.
plan view: tepeden görünüş.
The view from our house is beautiful.
İsim
manzara resmi.
Various views of the mountains hung on the walls. İsim
fikir, kanaat. This book will give you a general view of the war. The lawyer hasn't yet formed a clear
view of the case.
hold extreme view: fikirleri aşırı olmak.
İsim
mütalâa, oy, düşünce.
What are your views on the subject?
In my view : bence, benim düşünceme/kanaatime
göre.
In my view he's a fool. 7. emel, maksat, meram, niyet.
It is my view to leave tomorrow.
İsim
ümit, beklenti, beklenen/umulan şey.
With no view of success. İsim
bakmak, görmek.
They viewed the scene with pleasure. Geçişli Fiil
incelemek, mütalâa/mülâhaza/ teemmül etmek, düşünmek. Geçişli Fiil
addetmek, telâkki etmek, kanaatinde olmak, karşılamak. Geçişli Fiil
bir soruyu her bakımdan ele almak Fiil
soru yu her bakımdan ele almak Fiil
bir sorunun her cephesini göz önüne getirmek Fiil
bir stüdyodaki fotoğraf çekmeye yarayan profesyonel kamera
(fotoğrafçılık) vizör
kuşbakışı
tilki gören avcının bağırışı. İsim
cinayet sahnesinin manzarası
jüri üyelerinin olay yerini ziyareti İsim
hayat görüşü
bakış açısı
mütalaa
birşeyin birşey olduğunu düşünmek Fiil
birşeyi birşey olarak kabul etmek Fiil
birşeyi birşey olarak görmek Fiil
birşeyi … açısından görmek Fiil
birşeye … perspektifinden bakmak Fiil
birşeye … penceresinden bakmak Fiil
birşeye … açısından bakmak Fiil
birşeyi … açısından değerlendirmek Fiil
birine fikrini kabul ettirmek Fiil
(a) maksadıyla, amaciyle, (b) ümidiyle, niyetiyle, umarak.
araştırmayı kolaylaştırmak için
kâr maksadıyla
beladan kaçınmak için
dünya görüşü İsim, Antropoloji
alttan bakış, aşağılık bir mevkiden yukarıya bakış. bird's-eye view