1. Sıfat yorgun, bitap.
    weary feet. weary brain.
  2. Sıfat yorucu, usandırıcı, bıktırıcı.
    a weary wait/journey.
  3. Fiil yor(ul)mak, yıpratmak, yıpranmak.
    The long hours of work have wearied me.
  4. Fiil özlemek, hasretini çekmek.
çok yorgun
savaş yorgunu
dünyadan bıkmış
yaşamaktan usanmış
dünyadan bıkmış
…'den bıkmış, usanmış, bezmiş, gına getirmiş, sabrı tükenmiş.
usan(dır)mak, bık(tır)mak, can(ı) sık(ıl)mak.
weary of someone.: birisinden bıkmak.
We have
quickly wearied of such witless
entertainment.
yalnız yaşamaktan bıkmış
yormak Fiil
birini ricalarıyla usandırmak Fiil
birinin sürekli şikâyetinden bıkmak Fiil