şıra

Turkish-English Translation

  1. Noun, Food-Kitchen slightly fermented juice
  2. must
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

elma şırası
slightly fermented apple juice Noun, Food-Kitchen
üzüm şırası
slightly fermented grape juice Noun, Food-Kitchen
(ceketler , pardesüler) önden tek sıra düğmeli
single breasted
(otelde) sıra kendisinde olan hizmetli
front
... sıra sına göre
in the order of
açılır kapanır sıra
folding bench
alacaklı sıra belgesi
certificate of priority
alfabetik sıra
alphabetical sequence
alfabetik ya sıra göre dizmek
to arrange in alphabetical order Verb
amfide yükselen sıra
tier
ara sıra
ever and anon
ara sıra
at times Adverb
ara sıra
now and again
ara sıra
occasionally Adverb
ara sıra
from time to time
ara sıra
now and then
ara sıra
sometimes
ara sıra
once in a while
ara sıra
in spots
ara sıra
on occasion Adverb
ara sıra bir sigaraya hayır diyemem
I am not averse to an occasional cigarette
ara sıra bir söz sıkıştırmak
to thrust a word in now and then Verb
ara sıra çalışan erkek uşak
occasional valet
ara sıra çalışan işçi
occasional hand
ara sıra çıkan ateş
intermittent fever
ara sıra çıkan iş
casual work
ara sıra çıkan işler
odd job
ara sıra çıkan işler
odd jobs Noun
ara sıra gelmeme
occasional absence
ara sıra görülen
sporadic
ara sıra görüşmek
to meet randomly Verb
ara sıra olan
occasional
ara sıra yapılan devamsızlık
occasional absence
ara sıra yapılan iş
casual employment
ara sıra yapılan iş
incidental business
ara sıra yapılan kaçakçılık
occasional contraband
ara sıra yapılan uğraş
casual occupation
ara sıra yargıçlık görevi yapan avukat
recorder
ara sıra yer alan
odd
ara sıra ziyaret
occasional visit
arabanın yanı sıra giden atlı uşak
outrider
arka sıra
back bench
artan sıra
ascending order Information Technology
aynı sıra daki alacaklı
quarterly ranking creditor
azalan sıra
descending order Information Technology
başarı sıra sına göre
in order of merit
bayır üstünde sıra evler veya sokak
terrace
bir sıra takip etmek
to alternate Verb
biriyle sıra konusunda çekişmek
to contend for precedence with sb Verb
bunun yanı sıra
add to this Adverb
bunun yanı sıra
secondly Adverb
bunun yanı sıra
additionally Adverb
bunun yanı sıra
add to that Adverb
büyüklük sıra sına göre
in order of size
çift sıra park etmek
to double-park Verb
çift sıra park yapmak
to double-park Verb
davetlilerin sıra kartı
guest card
davetlilerin yerini gösteren sıra kartı
guest card
davetlilerin yerlerini gösteren sıra kartı
dinner card
değer sıra sına göre dizmek
to arrange in order of value Verb
diğer şeylerin yanı sıra
(Lat.) inter alia
henüz ambalajlanmamış sıra malı
open bulk
iki yanında sıra sıra birşey yer almak
to be lined with something Verb
ilk sıra
front rant
ilk sıra
lead
liyakat sıra sına göre
in order of merit
müdürlerin sıra ile görev alması
rotation of directors
ön sıra da yer
front row seat
parkta oturulacak sıra
park bench
peşi sıra
right behind sb
peşi sıra gitmek
to follow Verb
şansın ara sıra gülmesi
chance fluctuations
sayı sıra sına göre
in numerical order
sık sıra halinde
serried
sıra
row
sıra
turn
sıra
thread
sıra
range
sıra
file
sıra
combination Noun
sıra
sequence Information Technology
sıra
ply
sıra
bank Information Technology
sıra
line up
sıra
juncture
sıra
catena
sıra
procession
sıra
order
sıra
order for sequence
sıra
tail
sıra
rank
sıra
alignment Noun
sıra
tier
sıra
regular turn
sıra
alternate
sıra
train
sıra
grade
sıra
succession
sıra
queue
sıra
number
sıra
line
sıra
coordinate
sıra
queuing line
sıra
serial
sıra
series
sıra
array
sıra
course
sıra
pitch
sıra
suite
sıra
round
sıra
alinement
sıra
hand
sıra
time
sıra
trick
sıra
arrangement
sıra
arrayal
sıra
banquette
sıra
cue
sıra
inning
sıra
line-up
sıra
ordination
sıra
desk Noun, Education-Training
sıra
bench Noun, Education-Training
sıra ağaçlar arasından görünen manzara
vista between rows of trees
sıra başındaki taksiye binmek
to take a taxi at the head of the rank Verb
sıra beklemeden
out of one's turn
sıra beklemeden
free of turn
sıra boyunca
all along the line
sıra cetveli
list showing the sequence of payments to creditors Law
sıra da birinden sonra gelmek
(mortgage) to rank after sb Verb
sıra dayağına çekilmek
to run the gauntlet Verb
sıra dışı bir şekilde
rarely Adverb
sıra dışılık
personality Noun
sıra dışından
out of one's turn
sıra ev
row house
sıra ev
(US) row house
sıra evler
(US) row houses Noun
sıra evler
row houses Noun
sıra evler
terraced house
sıra evler
terrace
sıra evler
block of houses Noun
sıra evler
row
sıra evli sokak
row
sıra gelmeden konuşmak
to speak out of turn Verb
sıra gözetmeden ilerlemek
to jump the queue Verb
sıra günler
consecutive days Noun
sıra halinde
in file
sıra halinde yürümek
to defile Verb
sıra halinde yürüyüş
defile
sıra haline girmek
to file in Verb
sıra ile
seriatim
sıra ile
by numbers
sıra ile
turn about (and about)
sıra ile başkanlık etmek
to take the chair according to rota Verb
sıra ile çalışmak
to rotate Verb
sıra ile denemek
to have a whack at Verb
sıra ile farklı ekinler ekme
rotation of crops
sıra ile ırza tecavüz
gang bang
sıra ile yapmak
to take turns Verb
sıra itibariyle önceki
of prior rank
sıra kemerler
arcade
sıra kemerli köprü
viaduct
sıra malı
knock-down articles
sıra malı
middling
sıra malı
job line
sıra malı
job goods
sıra malı
pattern articles
sıra malı
mediocre things
sıra no.
sequence number Noun
sıra numarası
sequence number Noun
sıra oluşturmak
to line Verb
sıra sayısı
ordinal number
sıra seçimi
bank select Information Technology
Sıra sende.
You're up.
sıra senin
you go next
sıra sına koymak
to regard someone as being in a certain category Verb
sıra sıra
in rows
sıra sıra delik açmak
to perforate Verb
sıra sıra evler (inşa etme
ribbon development ;
sıra subayı
line officer
sıra sütunlar
colonnade
tarih sıra sına göre dizmek
to arrange in chronological order Verb
tek sıra
single file
tek sıra halinde
single file
tek sıra halinde
in single file Adverb
tek sıra halinde yürümek
to file Verb
ters sıra
inverse order
ters sıra ile
in reverse order
trafik sıra sına girmek
to get into the line of traffic Verb
yanı sıra
right alongside
yanı sıra
together with
yanı sıra
right along with
yoklama için askerlerin sıra ile geçmesi
parade
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Henüz mayalanmamış, ... üzüm suyu
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

sıra
Birbiri ardınca veya yan yana düz ... şeylerin tamâmı, dizi, saf
şira
Küçükköpek ve ... ortak adı
şira
Satın alma, satın alınma
şira
Yelken