a point

rakibini bir nokta da yakalamak ve yenmek Verb
rakibini bir noktada yakalamak ve yenmek Verb
konuşmasında bir konuya sonradan geri gelmek Verb
bir hususta karşıdakinin dediğini kabul etmek Verb
konu yu tartışmak Verb
bir konuyu müzakere etmek Verb
bir konuyu tartışmak Verb
(parlamento) bir konuyu müzakere etmek Verb
puan kaybetmek Verb, Sports
bir konuda haklı olduğunu kanıtlamak Verb
puan kazanmak Verb
bir nokta üzerinde ısrar etmek Verb
bir nokta üzerinde gereğinden fazla durmak Verb
mim koymak.
bir nokta üstünde ısrar etmek Verb
birşeyi kanıtlamak Verb
bir konuda haklı olduğunu kanıtlamak Verb
birşeyi ispat etmek Verb
(hisseler) bir puan gerilemek Verb
(borsa) bir puan çıkmak Verb
puan kaydetmek Verb
puan yapmak Verb
özel muamele yapmak Verb
bir noktayı vurgulamak Verb
(a) (özel bir durumda) normal yöntemden ayrılmak, ayrıcalık/istisna kabul etmek, (b) makul sınırları aşmak, fazla ileri gitmek.
bir dereceye kadar
bir hukuki sorun üzerinde tartışmak Verb
yarım puan daha düşük olmak Verb
kanunun bir hususu hakkında karar vemek Verb
bir hukuki konuda uyuşmazlık
bir şeyi birinin zihnine yerleştirmek/kafasına sokmak.
kanuni hata yapmak Verb
hukuki bir nedenden ötürü temyizde bozulan karar
bir hukuki nedenden temyizde bozulan karar Noun, Law
bir işi yapmayı namus/vicdan borcu saymak.
(a) önem/ehemmiyet vermek, önemle üzerinde durmak, (bir hususta) titiz/dikkatli olmak/davranmak, (b) esaslı tutmak.
özenmek, bilhassa itina göstermek, üzerinde dikkatle/hassasiyetle durmak.
I make a point of doing
my job on time: İşimi vaktinde yapmaya çok dikkat ederim.
vazife edinmek Verb
yapmaya söz vermek Verb
bir şeyi yapmayı şeref meselesi saymak Verb
açıkçası, doğrusunu söylemek lâzımgelirse.
Not to put too fine a point on it, I didn't think your
performance was very good.
gündemin bir konusu üzerinde
bir hükmü hukuki bir gerekçeyle bozmak Verb
hukuki sebepten kararı bozmak Verb
hukuki bir sebepten kararı bozmak Verb, Law
ilişmek Verb
gündem konusunda bir itirazda bulunmak Verb
bir şeyi gündem konusu olması için önermek Verb
bir gündem konusunu ele almak Verb
gündem hakkında konuşmak Verb
öyle bir noktaya gelmeli ki
ince eleyip sık dokumak.
dediğiniz doğru
Söylediğinde haklılık payı var.
ihtilaflı nokta
su götürür bir mesele
tartışmalı konu
belli bir anda Adverb
vb tehdit etme
bıçakla ya da ültimatomla
doğrudan sadede gelmek Verb
açık yakalamak Verb
bir espriyi anlamamak Verb
şakanın esprisini anlamamak Verb
kalem açmak Verb
birine tüfek doğrultmak Verb
bir yöne işaret etmek Verb
bir hikâyenin konusu
bir yanlışı göstermek Verb
birini yetenekli biri olarak göstermek Verb
birini yetenekli biri olarak göstermek Verb
müzakerelerin iyi sonuçlanmış olduğuna dikkat çekmek Verb
teknik bir husus yüzünden mahkeme kararını bozmak Verb
bir teknik husus yüzünden bir mahkeme kararını bozmak Verb
hayatında dönüm noktasına gelmek Verb
bir örnek vermek gerekirse