acquittal

  1. Noun, Law beraat kararı
  2. beraet, akla(n)ma, temize çık(ar)ma.
vicdanı rahat etsin diye
vicdanı rahat etsin diye
sanığı beraat ettirmek Verb
(jüri) beraat oyu kullanmak Verb
eski bir hükümden beraat etme
beraatini ilan etmek Verb
beraat kararı
af nedeniyle ceza çektirmeyen mahkeme kararı
mahkeme kararı sonrası salıverme aynı suça iştirakten birlikte yargılananlardan esas sanığın beraat etmesi
üzerine ikinci sanığın dolaylı beraati
borç, sorumluluk ya da bağdan kurtulma Noun
beraat istemek Verb
vicdanımı müsterih kılmak için