blunt

  1. kör, körleşmiş, kesmez, keskin/sivri olmayan.
  2. pervasız, yersiz, münasebetsiz, açık/dobra dobra (söz), lâfını sakınmayan, açık konuşan.
    a blunt,
    ill-timed question: yersiz, vakitsiz bir soru.
  3. gabi, kalınkafalı, anlayışı kıt, hissiz, duygusuz, vurdumduymaz.
  4. (bıçak vb.) körletmek, körleştirmek.
  5. duygusuzlaştırmak, vurdumduymaz yapmak, hassasiyetini gidermek, zayıflatmak, kuvvetini azaltmak, zekâ/kavrayış
    ve anlayışını kıtlaştırmak.
    Alcohol blunts your senses.
künt duygulanım Noun, Psychiatry
duygusal küntlük Noun, Psychiatry
penetran yaralanma Noun, Medicine
penetran yara Noun, Medicine
künt batın travması Noun, Medicine
künt karın travması Noun, Medicine
künt abdominal travma Noun, Medicine
künt kafa travması Noun, Medicine
künt yaralanma Noun, Medicine
künt yara Noun, Medicine
künt travma Noun, Medicine
kör bir aletle