crash

  1. Verb (gürültü ile) kır(ıl)mak, parçala(n)mak.
  2. Verb
    crash in/on/out/through: (zorla/gürültü ile) itmek, çarp(tır)mak, çarp(ış)mak.
    The car crashed
    on the pole killing its driver and 2 passengers.
  3. Verb (a)
    gate crash ile ayni anlama gelir. davetsiz olarak (ziyafete vb.) gitmek.
    to crash a party.
    (b) biletsiz/izinsiz girmek.
    to crash the gate at a football game.
  4. Verb, Aviation (uçak) mecburî iniş yapmak, düşmek.
  5. Verb (ağaç) yıkılmak, devrilmek.
  6. Verb şangırdamak, (parçalanırken) şangır şungur ses çıkarmak, gürüldemek, gürlemek.
    The lightning flashed
    and the thunder crashed.
  7. Verb ânide çökmek, (ticarette) iflâs etmek/batmak.
    The New York Stock Exchange crashed in 1929.
  8. Verb (gürültü ile) düşürmek/atmak/fırlatmak.
    She crashed the plates angrily down on the table.
  9. Verb uyumak.
    Can I crash on your floor tonight?
  10. Verb gece kalacak yeri olmak.
  11. Verb gürültü ile/şiddetle/hiddetle yürümek, hareket etmek.
  12. Noun (gürültü ile) yıkılma, çökme.
  13. Noun çarp(ış)ma, şiddetle çarp(ış)arak parçalanma.
  14. Noun (oto/tren/uçak) kazası.
    All the passengers were killed in the train/plane/car crash.
  15. Noun iflâs, çökme, top atma, batma.
    The Wall Street crash.
  16. Noun tarakka, âni/şiddetli gürültü.
    The crash of thunder: şiddetli gök gürültüsü.
    the crash of breaking glass.
  17. Noun uyku, uyuma.
  18. Noun gece kalacak yer, konak.
  19. Noun havluluk/perdelik kabarık kumaş.
  20. Adjective çok acele, müstacel, büyük gayretle kısa zamanda başarılan/gerçekleştirilen.
    crash program/project:
    çok acele olarak ve masrafa bakmaksızın gerçekleştirilmesi gereken program/proje.
    a crash course of conversational French.
    crash dive: (denizaltı) birden/hızla dalma, hızlı dalış.
  21. Adjective çarpma etkisini azaltan.
    crash helmet: düşüş başlığı, yastıklı miğfer/başlık.
hava kazası
uçak kazası
uçak kazası
uçak kazası
otomobil çarpışması
ölümle sonuçlanan kaza
kafa arızası Information Technology
uçak kazası
tren kazası
hisse senedi piyasasında fiyatların birden düşmesi
borsa krizi
(US) bir toplantıya kaçak girmek Verb
bir partiye davetsiz olarak gitmek Verb
bir uçağın kazaya uğramasına neden olmak Verb
kaza sonucu çarpmaya karşı sağlam parmaklık veya duvar
yatak
(US) uçak kurtarma gemisi
acil müdahale arabası Noun, Medical Equipment
ilaç arabası Noun, Medical Equipment
pansuman arabası Noun, Medical Equipment
anestezi arabası Noun, Medical Equipment
hızlandırılmış kurs
sıkı rejim
ölüm diyeti Food-Kitchen
denizaltı zorlama dalışı
çizgili kâğıt yaprağı
birden durmak Verb
düşüş başlığı
düşüş tas başlığı
zorunlu iniş
düşme
hızlandırılmış dil kursu
ağır ihmal
(zaruret halinde) kalacak/yatacak yer. Noun
hızlandırılmış program
kaza güvenlik önlemleri Noun
televizyonu vergi vermeden kullanmak Verb
televizyonu vergi ödemeden seyretmek Verb
suda meydana gelen uçak kazası Noun, Maritime Traffic