cross section

  1. Noun, Mechanics kesit alan
  2. Noun kesit, makta.
  3. Noun kesit alınan parça.
  4. Noun kesit resmi.
  5. Noun kesit alma, makta çıkarma.
  6. Noun çeşni, özet, örnek: bir bütünün bütün özelliklerini taşıyan küçük numune.
    a cross section of American opinion.
  7. Noun sürvey çizgisine dik yönde alınan düşey toprak kesiti.
  8. Noun (bkz: station ) (13).
  9. Noun
    nuclear cross section ile ayni anlama gelir. etkin kesit: bir öğeciğin gelen bir temel parçacık
    demetine gösterdiği etkin yüzey; bu yüzey, parçacıklarla öğecik arasındaki etkileşim olasılığının ölçüsüdür.
(uçak) akış kesiti
cross section ile ayni anlama gelir. etkin kesit: bir öğeciğin gelen bir temel parçacık demetine
gösterdiği etkin yüzey; bu yüzey, parçacıklarla öğecik arasındaki etkileşim olasılığının ölçüsüdür.
tüketicileri temsil eden kesim
kesit almak/çıkarmak, kesit resmi yapmak.
cross-sectional: kesit+. Transitive Verb