delik

Turkish-English Translation

  1. Noun, Textile Industry hole
  2. Adjective pierced
  3. Noun prison
  4. gap
  5. bored
  6. outlet
  7. jail
  8. bore
  9. socket
  10. leak
  11. jug
  12. port
  13. bowl
  14. eye
  15. slot
  16. mesh
  17. prick
  18. loophole
  19. puncture
  20. aperture
  21. opening
  22. tunnel
  23. pore
  24. perforated
  25. orifice
  26. mortise
  27. perforation
  28. boring
  29. eyehole
  30. vent
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

(sinema) gözleme deliği
observation port
akış deliği
inlet
akış deliği
outlet
akıtma deliği
outlet
akıtma deliği
discharge aperture
anahtar deliği
keyhole
anahtar deliği
spyhole
anahtar deliği
key hole
ateşleme deliği
flash hole
aydınlık deliği
daylight
aydınlık deliği
day
baca deliği
eye
baca deliği
flue
boşaltma deliği
escape
bulaşık deliği
sink hole
burun deliği
nostril
cıvata deliği
bolt hole
cıvata deliği
screw hole
dikiz deliği
peep hole
döküm deliği
feeding head
gaz çıkış deliği
gas outlet
gaz deliği
gas outlet
göbek deliği
navel Noun, Medicine
gözetleme deliği
inspection hole
hava deliği
air nozzle
hava deliği
air passage
hava deliği
passage of air
hava deliği
scuttle
hava deliği
air pocket
havalandırma deliği
vent hole
havalandırma deliği
vent tunne
iğne deliği
eye of the needle
iğne deliği
pinhole Noun
jeton atma deliği
coin slot
kara delik
money pit Noun
karadelik
black hole Noun, Astrophysics
kurşun deliği
bullet hole Noun
mazgal deliği
loophole
mektup kutusu deliği
slit of a letter box
nefes deliği
air pocket
temiz hava deliği
fresh air inlet
yağ deliği
oilhole
yağlama deliği
oilhole
cebi delik
in the hole
cebi delik
hole in the air
cebi delik
broke
çok küçük delik
puncture
dökümcülük kalıbı doldurmak için açılan delik
gate
geniş delik
wide opening
iğne ya da benzer şeyin açtığı delik
pinprick
kapaklı ufak delik
scuttle
kısmi delik
partial evidence
kulağı delik
(person) who is quick to pick up news
delik ...
foraminal
delik açıcı
borer
delik açıcı ve deliğin pürüzlerini giderici alet
reamer
delik açma pensesi
revolving punch plier
delik açmak
to hole Verb
delik açmak
to drill Verb
delik açmak
to broach Verb
delik açmak
to bore Verb
delik açmak
to clip Verb
delik açmak
to make a hole Verb
delik deşik etmek
to honeycomb Verb
delik deşik olmak
to be strewn with potholes Verb
delik sınıflandırması
classification evidence
delik temizleyici alet
picker
delik tıkamak için kullanılan şey
filler
cebi delik olmak
to be hard up for money Verb
cebinde delik açılmak (büyük paraya mal olmak
to make hole in one's pocket Verb
cepleri delik olmak
to have empty pockets Verb
dar ve uzun yiv ya da delik açmak
to slot Verb
kalbur gibi delik deşik etmek
to riddle Verb
sıra sıra delik açmak
to perforate Verb
tahtayı kırarak delik açmak
to stave Verb
tasarruflarında büyük delik açmak
to make a large hole in one's savings Verb
tasarruflarında büyük delik açmak
to make a large hole in one savings Verb
ufak bir delik açmak
to puncture Verb
vurarak delik açmak
to stave Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Bir cismin bir yanından öbür yanına ... geçen oyuk şeklindeki açıklık
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.