disguise

English-Turkish Translation

  1. Verb maskelemek
  2. Noun kisve
  3. (kılık kıyafetini) değiştirmek, tebdili kıyafet etmek, … kılığına girmek.
    The king was disguiseed
    as a peasant. The spy disguised himself as an old man.
  4. gizlemek, saklamak, örtbas etmek, (gerçek kimliğini/niteliğini) örtmek/gizli tutmak, maskelemek, başka
    şekilde/hüviyette göstermek, değiştirmek.
    to disguise one's intention. He disguised his handwriting.
  5. tebdili kıyafet, sahte kılık/kıyafet.
    The thief wore a false beard and glasses as a disguise.
  6. sahtelik gizle(n)me, maskele(n)me.
  7. meddah/palyaço/komediyen vb.'nin kılığı.
  8. kıyafet değiştirme, örtbas etme, (kimlik ve niteliğini) başka gösterme.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

disguise one's distaste
beğenmediğini belli etmemek Verb
disguise one's feelings
duygularını gizlemek Verb
disguise one's handwriting
el yazısını tanınmaması amacıyla bozmak Verb
disguise one's handwriting
el yazısı tanınmasın diye kasten değiştirmek Verb
disguise one's plans
planlarını değiştirmek Verb
disguise one's worries beneath a cheerful appearance
endişelerini neşeli bir görünüm arkasına gizlemek Verb
disguise one's worries beneath a cheerful appearance
endişelerini neşeli bir görünüm arkasında gizlemek Verb
make no disguise of one's feelings
duygularını gizlememek Verb
blessing in disguise
görünmez nimet, gadirden doğan lûtuf, beklenmeyen devlet kuşu.
It turned out to be a blessing in disguise:
Sonu umulmadık şekilde iyi çıktı.
go around in disguise
tebdil gezmek Verb
in disguise
(a) kılık değiştirmiş, gizli, (b) aslında, hakikatte.
His illness was a blessing in disguise, because
he afterwards married his nurse.
legal disguise
kanuni kılıf Noun, Law
penetrate sb's disguise
birinin maskesini düşürmek Verb
strip someone of his disguise
birinin maskesini düşürmek Verb
under legal disguise
legal görünüm altında Adverb, Law
disguise proceeds of crime
suç gelirlerini maskelemek Verb, Criminal Law
disguise the facts
gerçekleri gizlemek Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database