dissent from: aksi fikirde/duyguda olmak, (fikirce/duyguca) ayrılmak, farklı düşünmek, hemfikir
olmamak, muhalif olmak.
Two of the judges dissented from the decision of the other three. I dissent altogether from such an unwise idea.
karşı koymak, çekişmek, bozuşmak.
kiliseden ayrılmak, kilise doktrinini reddetmek/kabul etmemek.
fikir ayrılığı, anlaşmazlık, ihtilâf, uyuşmazlık, çekişme, bozuşma.
dissent among the members broke up the club meeting.
(kilise, özellikle Anglikan kilisesi) doktrinini reddetme/kabul etmeme.
...'e muhalefet şerhi düşmek
Verb, Law
bir sözleşmeye itirazda bulunmak
Verb
birinin fikir inden ayrılmak
Verb
birinin fikrinde olmamak
Verb
birinin fikrinden ayrılmak
Verb
tamamıyla karşı olduğunu ifade etmek
Verb