vicdanını rahatlatmak
Verb
(fiyatlar) yavaş yavaş inme
rahat.
Stand at ease! Rahat!
artan cemaat ihtiyacını karşılamak için yapılan ek kilise.
kolay ifade-i meramda bulunmak
Verb
birine rahatlık sağlamak
Verb
huzursuz, rahatsız, endişeli, meraklı, içi rahat etmeyen.
He was ill at ease with people whom he didn't understand.
para piyasasının rahatlaması
para bakımından sıkıntısı olmamak
Verb
yatıştırmak, teskin etmek, rahatlatmak, sıkıntısını gidermek.
birinin gönlünü ferahlatmak
Verb
birinin zihnini rahatlatmak
Verb
İngilizce'yi ve Fransızca'yı aynı kolaylıkta konuşmak
Verb
ingilizce ve fransızca'yı aynı rahatlıkla konuşmak
Verb
kredi kontrollerindeki sıkılığı kaldırmak
Verb
faiz oranlarını indirmek
Verb
kredi politikası durumunda kolaylık
...'e hiç zorlanmadan ulaşmak
Verb
paraya akışkanlık kazandırmak
Verb
tarife dışı engelleri gevşetmek
Verb
İş Yapabilme Endeksi
Proper Name, Management
icra olanaklarının kolaylaşması
kendini bir yükten kurtarmak
Verb
işten uzaklaştırmak, yetkisini almak.
birini mevkinden kovmak
Verb
birini mevkinden atmak
Verb
birini işinde rahatlatmak
Verb
birini bir işe sokmak
Verb
geciken vergileri ödemede kolaylık sağlamak
Verb
bir yoldaki tıkanıklığı gidermek
Verb
ekonomik durumu düzeltmek
Verb
fazla sıkmamak/tazyik etmemek, fazla üzerine varmamak, müsamahakâr davranmak.
biriyle teklifsiz olmak
Verb
Fransızca'da kolay ifade-i meramda bulunmak
Verb
birini müsterih etmek
Verb