ease

  1. rahat, huzur.
    be at ease: rahat/huzur içinde olmak.
    ill at ease: huzursuz, endişeli.
  2. gönül/vicdan huzuru/rahatlıği.
    at ease: rahat, müsterih.
    feel at ease: içi rahat etmek,
    müsterih olmak.
    set someone (= someone's mind) at ease: birinin içini rahat ettirmek, birini huzura kavuşturmak.
  3. kolaylık, rahat)lık).
    with ease: kolayca, kolaylıkla, rahatça.
    It can be done with ease.
  4. bolluk, zenginlik, refah.
    a life of ease: müreffeh bir hayat.
    live a life of ease: çalışmadan
    rahat bir hayat yaşamak.
  5. serbestlik, teklifsizlik.
    to be at ease with others: başkalarıyla teklifizce/serbestçe görüşmek,
    davranışlarında serbest olmak.
  6. rahat et(tir)mek.
  7. endişeden/sıkıntıdan kurtarmak/kurtulmak, huzura kavuş(tur)mak.
    ease one's mind: içi rahat etmek,
    müsterih olmak, rahatlatmak, teselli etmek.
    I eased her mind by telling her that the children were safe.
  8. (ağrı vb.) din(dir)mek, yatış(tır)mak, hafifle(t)mek, teskin etmek/olmak.
    to ease pain: ağrıyı
    dindirmek.
    I gave him some medicine to ease the pain.
  9. yavaşla(t)mak, gayet dikkatle sürmek/hareket et(tir)mek, mahirane istenilen sonuca varmak.
    to ease
    a car into a narrow parking space.
  10. kolaylaş(tır)mak.
    I'll help if it will ease your job.
  11. Maritime Traffic (a) ağır ağır lâçka etmek, (b) gemiler arasında dümeni idare etmek, (c) rüzgâra/dalgaya karşı gitmek.

    ease the ship: gemiyi dalgaya karşı götürmek.
    ease the helm! Ağır ağır gel!
  12. bollaştırmak, genişletmek.
    My new coat is too tight and must be eased under the arms.
  13. gerginliği azaltmak, yatıştırmak, sulha/sükûna kavuş(tur)mak.
    The relationship between these two countries has eased.

  14. ease off/up: (a) (basıncı/gerilimi) azaltmak.
    ease off: yavaş yavaş gevşetmek. (b) işi
    yavaştan/ağırdan almak, çalışma hızını azaltmak, yangelmek.
    My father has had a hard life and it's time he eased up a bit.
vicdanını rahatlatmak Verb
aklını yitirmek Verb
kaygılanmamak Verb
rahat hareket etmek Verb
yan gelip yatmak Verb
(fiyatlar) yavaş yavaş inme
biraz azalma
rahat.
Stand at ease! Rahat!
rahat etmek Verb
müsterih olmak Verb
artan cemaat ihtiyacını karşılamak için yapılan ek kilise.
kolay ifade-i meramda bulunmak Verb
rahat olmak Verb
rahatlamak Verb
rahatsız olmak Verb
birine rahatlık sağlamak Verb
huzursuz, rahatsız, endişeli, meraklı, içi rahat etmeyen.
He was ill at ease with people whom he didn't understand.
ferah fahur yaşamak Verb
rahat yaşamak Verb
tedirgin etmek Verb
rahatsızlık vermek Verb
para piyasasının rahatlaması
para bakımından sıkıntısı olmamak Verb
tasfiye politikası Noun
rahatlatmak Verb
ferahlatmak Verb
okuma kolaylığı
yatıştırmak, teskin etmek, rahatlatmak, sıkıntısını gidermek.
birinin gönlünü ferahlatmak Verb
birinin zihnini rahatlatmak Verb
içinıaçmak Verb
İngilizce'yi ve Fransızca'yı aynı kolaylıkta konuşmak Verb
ingilizce ve fransızca'yı aynı rahatlıkla konuşmak Verb
rahat duruş
kolaylıkla
mola etmek Verb
biraz azalmak Verb
kredi kontrollerindeki sıkılığı kaldırmak Verb
faiz oranlarını indirmek Verb
acıdan kurtulma
kredi politikası durumunda kolaylık
...'e hiç zorlanmadan ulaşmak Verb
paraya akışkanlık kazandırmak Verb
tarife dışı engelleri gevşetmek Verb
İş Yapabilme Endeksi Proper Name, Management
icra olanaklarının kolaylaşması
sıkılmazlık
serbestlik
hafiflik
zihin sükûnu
paraya çevirme kolaylığı
taşıma kolaylığı
şiddeti azaltmak Verb
(fiyatlar) düşmek Verb
kendini bir yükten kurtarmak Verb
işten uzaklaştırmak, yetkisini almak.
birini mevkinden kovmak Verb
birini mevkinden atmak Verb
işten kovmak Verb
basıncı azaltmak Verb
birini işinde rahatlatmak Verb
birini bir işe sokmak Verb
geciken vergileri ödemede kolaylık sağlamak Verb
gerilimi gidermek Verb
bir yoldaki tıkanıklığı gidermek Verb
krizi yatıştırmak Verb
buhranı yavaşlatmak Verb
ekonomik durumu düzeltmek Verb
trafiği rahatlatmak Verb
kolaylaşmak Verb
genişlemek Verb
(para) ucuzlamak Verb
fazla sıkmamak/tazyik etmemek, fazla üzerine varmamak, müsamahakâr davranmak.
rahat! (komut). Military
biriyle teklifsiz olmak Verb
Fransızca'da kolay ifade-i meramda bulunmak Verb
birini müsterih etmek Verb