exceed

  1. Verb (haddini/sınırını) geçmek/aşmak/tecavüz etmek.
    He exceeded his authority.
    to exceed speed limit:
    hız limitini geçmek.
    The cost will not exceed $60: Masraf 60 doları geçmez.
    The bad news exceeded (=was worse than) my worst fears: Kötü haber korktuğumdan da kötü çıktı.
  2. Verb üstün olmak/gelmek, üstünlük sağlamak.
  3. Verb ifrata kaçmak, aşırı gitmek.
yetkisini aşmak Verb, Law
ehliyetini aşmak Verb
yetkisini aşmak Verb
takdir yetkisini aşmak Verb
tahminini geçmek Verb
gelir inden çok gideri olmak Verb
gelirinden çok gideri olmak Verb
talimatlarının dışına çıkmak Verb
yetkisini aşmak Verb
yetkilerini aşmak Verb
haklarını aşmak Verb
kredi limitini aşmak Verb
bir limitin ötesine geçmek Verb
belirli bir meblağı aşmak Verb
kotayı aşmak Verb
zamansınırını aşmak Verb
zaman sınırını aşmak Verb
sayıca fazla olmak Verb
değer olarak aşmak Verb
değerini aşmak Verb
birinin beklentilerinin ötesine geçmek Verb
haddini aşmak Verb
bütçe dışına çıkmak Verb
(simsar) fiyat sınırını aşmak Verb
fazla olmak Verb
aşırı gitmek Verb
öngörülen süreyi aşmak Verb
hız limitini aşmak Verb
sürat sınırını aşmak Verb
(fazla) ağır gelmek Verb
fiyat sınırıni aşmak Verb