Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
forage
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
yem, hayvan yemi (davar, sığır ve atlara verilen) ot, saman, arpa.
yem arama.
yiyecek/erzak peşinde koşma.
akın, çapul, hücum, baskın.
aramak, araştırmak.
She foraged about in her handbag for ten minutes, but she couldn't find her key.
yem/yiyecek/erzak vb. aramak/tedarikine uğraşmak.
The campers went foraging for wood to make a fire.
yağma/talan etmek, çapulculuk yapmak.
to forage the countryside.
yemlemek, (hayvanlara) yem vermek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
forage in one's pockets
ceplerinin içini dışarı çıkarmak
Verb
green forage
yeşil ot
forage among papers
kâğıt dılar arasında aramak
Verb
forage among papers
kâğıtlar arasında aramak
Verb
forage cap
asker kepi/başlığı.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.