fountain

  1. Noun çeşme, pınar, memba, kaynak.
    drinking fountain: çeşme.
  2. Noun kaynak, menşe, memba.
    The ruler was respected by his people as the fountain of honor.
  3. Noun fıskiye.
    A fountain of water shot up from the burst pipe.
  4. Noun (bkz: soda fountain ).
  5. Noun şadırvan.
  6. Noun sıvı deposu.
havalı çeşme, basınçlı hava ile su fışkırtan cihaz. Noun
suyu içilen çeşme
mürekkep teknesi
(a) büfe, hafif yemekler veren lokanta, (b) maden sodası/gazoz vb. çeşmesi.
çeşme, su soğutucusu. Noun
kaynak
adaletin kaynağı Noun, Law
bilgelik pınarı
Gençlik Çeşmesi: hastalıkları iyileştirdiğine ve insanı gençleştirdiğine inanılarak
Ponce de Leon,
Narvaez, DeSoto vb. kâşiflerce Florida, Bahama ve civarında aranan efsanevî çeşme.
dolmakalem, stilo.
lâstik torbalı/şişeli şırınga.