flower

English-Turkish Translation

  1. çiçek.
    flower bed: çiçek tarhı.
    flower show: çiçek sergisi.
  2. çiçek açan bitki.
  3. çiçek açma, çiçeklerle bezenme.
    in flower: çiçeklenmiş, çiçek açmış.
    Peonies were in flower:
    Şakayıklar çiçek açmıştı.
    burst into flower: birdenbire çiçeklenmek.
  4. çiçek şeklinde süs/tezyinat.
  5. süslenme.
  6. (bkz: figure of speech ).
  7. olgunlaşma, kemale erme, (hayatın/güzelliğin vb.) en olgun hali.
    in full flower: en yüksek noktasında,
    en verimli/parlak çağında, evci bâlâsında.
    She was in full flower of her career.
  8. seçkin/güzide (şey/kimse),
    mec. gözbebeği.
    the flower of the army: ordunun seçkin şahsiyeti/gözbebeği.
  9. en âlâ/üstün (ürün, örnek vb.).
  10. çiçeklenmek, çiçek aç(tır)mak/vermek.
  11. olgunlaşmak, kemale ermek, olgunluk çağına gelmek, açılıp gelişmek.
  12. (çiçeklerle) süslemek.
  13. çiçeklerle örtmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be in the flower of one's age
baharında olmak Verb
four o'clock flower
akşam sefası Noun, Plant Species
in the flower of one's strength
gücünün doruğunda
wildflower honey
çiçek balı Noun, Food-Kitchen
basket flower
: Orta Amerika ve Meksikada yetişir. (b) uzun çan otu
(Hymenocallis calathina): Peru ve Bolivyada
yetişir, 20 cm uzunlukta boru çiçek açar.
bird-of-paradise flower
cennetkuşu çiçeği
(Strelitza regiane): G. Afrikada yetişen ve turuncu-mor çiçekleri kuşa benzeyen bir bitki.
bunch of flower
buket
canary flower
kanarya çiçeği
(Tropaeolum peregrinum).
cardinal flower
kırmızı lobelya: K. Amerikada yetişir, gösterişli kırmızı çiçekler açar.
cheese flower
ebegümeci Noun, Botany
chocolate flower
(çikolata çiçeği)
(Geranium maculatum) adıyla da anılan pembe-mor çiçekli kalımlı bitki.
come into flower
çiçeklenmek Verb
come into flower
çiçek açmak Verb
compound flower
bileşik çiçek. Noun
disc flower
çiçek göbeği: bazı bileşik bitkilerin merkezî diskini oluşturan boru çiçeklerden herbiri.
elder flower
yonca
everlasting flower
everlasting ile ayni anlama gelir. solmaz çiçek: kuruduğu zaman da rengini ve şeklini koruyan çiçek.
findern flower
zerrinkadeh Noun, Botany
floss flower
vapur dumanı Noun, Botany
four o'clock flower
gecesefası Noun, Botany
four o'clock flower
akşamsefası Noun, Botany
in flower
çiçek açmış
moccasin flower
(a) terlik çiçeği, (b) cypripedium.
monkey flower
misk otu
(Mimulus cardinalis).
paschal flower
pasqueflower.
paschal flower
yelçiçeği, rüzgâr çiçeği
(Anemone Pulsatilla). Nisanda kırmızı, beyaz, mor çiçekler açan bir bitki. Noun
paschal flower
buna benzer bir bitki
(Anemone ludoviciana). Noun
passion flower
çarkıfelek Noun, Botany
peacock flower
royal poinciana.
pinkster flower
pinxter flower Noun
pinkster flower
yabanî azelya
(Rhododendron nudiflorum, Azalea nudiflora): ABD'de yetişir, pembe-mor çiçek açar. Noun
pinxter flower
yabanî azelya
(Rhododendron nudiflorum, Azalea nudiflora): ABD'de yetişir, pembe-mor çiçek açar. Noun
printer's flower
vinyet
rock flower
kaya çiçeği
(Crossosoma): GB ABD'nin kurak yerlerinde yetişen yabani funda. Noun
shoe flower
japon gülü Noun, Botany
shoe flower
çin gülü Noun, Botany
trumpet flower
boru çiçeği.
wild flower
kır çiçeği. Noun
flower arrangement
çiçek aranjmanı
flower bed
çiçek yatağı
flower bed
tarh
flower bed
çiçek tarhı
flower bond
nominal değerinin altında satın alınan ABD hazine bonosu Noun
flower bond
ABD hükümeti bonosu Noun
flower bud
tomurcuk. Noun
flower child
ülkücü çocuk: sade ve ülkücü bir yaşamı alışılmış hayat tarzına yeğ tutan genç. Noun
flower child
hipi. Noun
flower garden
çiçek bahçesi
flower girl
düğünde çiçek taşıyan/gelinin yoluna çiçek serpen kız. Noun
flower girl
çiçekçi/çiçek satan kız Noun
flower head
kömeç, küme-çiçek. Noun
flower market
çiçek pazarı
flower of life
gençlik
flower of life
taze bahar
flower of the nation's manhood
milletin gözbebeği
flower people
hipiler
flower pot
saksı
flower power
hipi felsefesi
flower shop
çiçekçi dükkânı
the flower of ...
...'in gözbebeği Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database