şekil noksanlığı
Noun, Law
bildirmek, haber vermek, haberdar etmek, söylemek.
He informed them of his arrival: Geldiğini
onlara bildirdi.
Keep me informed of … : …'den beni daima haberdar et.
(bir konuda) bilgi/izahat vermek, anlatmak, açıklamak, açıklamada bulunmak.
Although I missed the meeting, the other members informed me about what had happened: Toplantıya katılamadımsa da, öbür üyeler olup bitenleri bana anlattılar.
(baştanbaşa) kaplamak/yayılmak/istilâ etmek, içini doldurmak.
A love of nature informed his writing.
canlandırmak, can/ruh/canlılık vermek, ilham/ihsan etmek.
The compassion that informs his work.
God informed their hearts with pity: Allah kalplerine merhamet ihsan etti.
(US) formunda olmamak
Verb
öngörülen şekil klie uygun
hem biçim hem de içerik bakımından geçerli
cetvel halinde hazırlamak
Verb
usulüne göre hazırlanmış sözleşme
usulüne uygun hazırlanmış sözleşme
bir kitabın içindekileri başka bir şekilde düzenleyip sunmak
Verb
bilinen gerçekleri yeni bir biçimde sunmak
Verb
bir formu dikkatsizce doldurmak
Verb
başvuru formu doldurmak
Verb
bir başvuru formu doldurmak
Verb
resmi bir forma adını yazmak
Verb
İngilizce'yi yeni öğrenenler için bir sınıf açmak
Verb
hangi şekilde olursa olsun
Adverb
herhangi bir biçimde
Adverb
hangi biçimde olursa olsun
Adverb
herhangi bir şekilde
Adverb
gerekli şekle uygun
Adjective, Law
elektronik ortamda
Adverb
yoğun (konsantre) biçimde
şekil bakımından
Adverb, Law
aşağıda belirtildiği şekilde
(Br) adi vasiyetname formu
senet halinde düzenlenmiş hisse
Banking
senet halinde düzenlenmemiş hisse
Banking
ana hatlarıyla ...'de gösterilen şekilde
Adverb, Law