induction

  1. Noun, Education-Training tümevarım
  2. Noun, Electronics irkilim, irkitim, endükle(n)me, endüksiyon: değişen elektrik akımı veya manyetik akının bir iletkende gerilim veya akım üretmesi.
  3. Noun, Logic tümevarım, istikra: özel durumlarda doğruluğu bilinen bir önermenin genel durumlarda da doğru olduğunu kanıtlama.
  4. Noun (delil, olay vb.) önesürme, meydana çıkarma.
  5. Noun memuriyete alma, işverme.
  6. Noun, Embryology büyüyen bir dokunun başka dokuların gelişmesini etkilemesi.
  7. Noun (bir mesleğe/kuruma vb.) giriş, kabul etme/edilme, işe başlama.
  8. Noun (makam, kurum vb.) kurulma, teessüs.
  9. Noun askere al(ın)ma (işlemi).
    His induction into the army.
  10. Noun patlamalı motorlarda yakıt-hava karışımının yanma odacığına salıverilmesi.
  11. Noun giriş, önsöz.
akımmıknatıssal irkilim.
mıknatıssal irkilim, manyetik endükleme.
uzbilimsel tümevarım.
algısal tümevarım.
emme kanalı Noun, Transport
irkilim kangalı, endüksiyon bobini.
irkilimle ısıtma.
emme manifoldu Noun, Transport
(US) silahaltı emri
(US) silah altı emri
silah altı emri
(makina) içeri çekiş borusu
(US) asker toplanma yeri
emme subabı