invade

  1. Verb istilâ etmek.
    The enemy invaded his country. A city invaded by tourists. Holiday makers invaded the
    seaside in summer months. Doubts invade his mind.
  2. Verb saldırmak, tecavüz etmek, hücum etmek.
    The law punishes the people who invade the rights of others.
  3. Verb üşüşmek, tehacüm/akın etmek.
    Crowds invaded the bargain basement. Locusts invaded the fields.
  4. Verb ihlâl etmek.
    to invade one's privacy.
  5. Verb kaplamak, örtmek, yayılmak.
    Clouds invaded the sky. Gangrene invades healthy tissue. Viruses that invade the blood stream.
istilacı Noun, Politics-Intl. Relations
işgal Noun, Military
istila Noun, Military
bir binaya zorla girmek Verb
turistlerin istilasına uğramak Verb
bir memleketi istila etmek Verb
bir memlekete saldırmak Verb
başkalarının haklarına tecavüz etmek Verb
birinin evine zorla girmek Verb
birinin özel yaşamına tecavüz etmek Verb
birinin mahremiyetine tecavüz etmek Verb
birinin haklarına tecavüz etmek Verb
(US) sermayeden yemek