lantern

  1. Noun fener, fanus.
    bull's-eye lantern: polis feneri, ışığı tam öne aksettiren fener.
    dark lantern: hırsız feneri.
  2. Noun, Architecture hava/ışık kulesi: hava ve ışık girmesi için binanın tepesine yapılan pencereli küçük kule.
  3. Noun deniz feneri, özellikle üstteki ışıklı kısım.
  4. Noun (bkz: magic lantern ).
  5. Noun (bkz: lanthorn ).
Aristo feneri: deniz kestanelerinin 20 parçadan yapılmış ve fenere benzeyen çiğneme aygıtı. Noun
Çin feneri: ince kâğıttan yapılmış açılır kapanır süs feneri.
karartılabilen (bir sürgü ile ışığı gizlenebilen) fener. Noun
ignis fatuus
ignis fatuus ile ayni anlama gelir. batak-alev: bataklıklarda görülen ve ayrışan organik maddelerin
çıkardığı gazın ânî tutuşmasından ilerigeldiği sanılan titrek alev/ışık.
Yeşil Fener Proper Name, Cinema
televizyon.
(US) içi oyulmuş ve bir yanına insan yüzü şekli verilmiş balkabağı
gemici nuru
Çin feneri: ince kâğıttan yapılmış açılır kapanır süs feneri.
projektör. Noun
hırsız feneri
pırıldak
fırtına feneri
fener balığı
(Myctophidae): derisindeki fosforışıl madde ile ışık veren iri gözlü ufak bir balık.
fener böceği
(Fulgoridae): tropik ülkelere özgü, başında fenere benzer çıkıntısı bulunan ve eskiden
ışık saçtığına inanılan parlak renkli iri bir böcek.
bataklıklarda görülen aldatıcı ışık
uzun ve ince çene.
lantern-jawed: uzun çeneli.
ince ve uzun çeneli
avurtları çökük
projeksiyonlu konferans
hava ve ışık girmesi için binaların tepesine yapılan pencereli küçük kule
fener dişlisi.
projektörle gösterilen renkli resim.
projeksiyonlu konferans
fener dişlisi.